13 Nisan 2010 Salı

Macabre (1980)




İtalyanın en büyük yönetmen ve ailelerinden olan Bavaların 3.kuşağından Lamberto Bava'nın tam manası ile ilk filmi olan bu muhteşem yapım,babasını oğlu dedirten cinsten.

Babası olan Mario Bava'nın ölümden 10 gün sonra yayımladığı bu muhteşem yapım;Ölü sevicilik,aile içi istismar,özürlü istismarı ve çocuk istismarı konusunda en hat safa da olan film.

Antonio ve Pupi Avati kardeşlerin yazdığı senaryo Lamaberto Bava tarafından filme alınmış.Kuşkusuz dönemin en sansasyonel filmleri listesin de kafa da yer alanlardan biri ve öyle ki genel toplum anlayışını oldukça rahatsız etmiş olduğu kesin.

Baş rolde dönemin en ağır motor ablalarından olan Bernice Stegers yer alıyor.Fellinin City of Women adlı filmi ile sik sıvazlatan abla bu film de ise iyice fena bir hal almış.Arkadaş bütün film kadını izlemekten aklı çıkıyor insanın.

New Orleans ortamların da geçen film kanımca Lamberto Bava'ya pek bir tuzluya mal olmamıştır,ancak dönemin bir çok yapımından vurucu olduğu kesin.Dehşet acısından kesinlikle aynı tarihli bir Cannibal Holocaust kadar gaddar ancak görsel olarak pek bir amortisi yok.Daha çok Giallo tarzında.

Özetle konusuna gelince:

New Orlenas'ın zengin ailelerinden biri olan Baker ailesinin seksi annesi Jane Baker bir gün her zaman ki gibi şehir in için de ki kendine ait olan köşke tokmakçısı ile buluşmaya gider.Ev de bıraktığı Kızı ve oğlu kendi aralarında takılmaktadır.Tabi bu esna da Bay Baker iş seyahati için şehir dışına çıkmıştır.


Tam skor esnasın da Jane Baker'a beklenmedik bir telefon gelir.Oğlu hastaneye kaldırılmıştır.

Bu sahnede Lamberto Bava çok rahatsız edici bir şey iş çıkarmış.Kadın düzülürken,skor sahnelerinin arasına çocuklarının o esna da ki ev de yaptıklarının görüntülerini sokuşturmuş.Bu da o dönem izleyen tutucu tayfanın aklını aldığı kesin.



Acele ile evden çıkan Bayan Baker ve şanslı tokmakçısı Fred Kellerman hastaneye doğru hızla yol alırken trafik kazasın da hayatını yitirir.Dehşete kapılan Jane baker,1 yıl psikolojik tedavi gördükten sonra normal yaşamına devam eder.


Kocasından ayrılan ve şehir için de ki köşk te yaşama ya başlayan Jane,köşk te yalnız değildir.Burada Robert Duval adında ki görme özürlü bir hizmetçisi vardır.Robert'ın annesi öldüğünden beri burada tek başına yaşamaktadır.

İlk gece Janenin yaptığı ruhsal seks ritualinin ardından Robert efendi bu işten kıllanır ve üstüne üstlük en şüphe uyandırıcı olay ise Janenin kaldığı katta ki buzdolabının üst gözünde bulunan kilittir.Lamberto dayı taaa filmin sonuna kadar bunu izleyicinin gözüne sokmuş ve merak kat sayısını arttırmıştır.

Jane karısının günleri Aliester Crowley'nin seks ritualleri kitaplarından fırlama bir biçim de geçerken,erkeksizliğe dayanamayıp kör Roberta sulanır ancak Fred ölü bile olsa onu aldatamaz.....

İşin aslı filmin en vurucu mevzuları anne-kız ilişkileri arasında ki çarpıklık,bir süre sonra yitirilen aile bağları,özürlü bir insana yapılan yüksek dozlu cinsel istismar ve Jane Baker'ın tokmakçısına olan saplantısıdır.Öldükten sonra bile hala onu hayal ederek tatmin olmaya çalışır.Tabi ki tek başına değil.Burda Sanırım Necromania'dan sonra korku sinemasın da ki ikinci ölü sevicilik olayı da burada yer almakta.


Sadece kelle ile ateşli dakikalar yaşamakta.

Olayın kör adam tarafından çözülmesi ve gaddar kızının olayın içine dahil olması da ayrı bir zalimlik katmış.Final de genel ölüm zincirlemesi ise kan dondurucu diye bilir.

Dakikalarca Bernice Stegers'ın çekiciliğini izleten Lamerto Bava kanımca babasının Barbara Steele kullandığı gibi hatta abartarak bu işi çok nizami yapmış.


Mario Bava'nın son filmi olan en leş istismar filmlerinin başını çeken yapıtı çok iyi benimseyen Lamberto Bava kesinlikle Babasının yüzünü kara çıkartmamıştır.

Son olarak şunu net bir şekil de söyleyebilirim ki;eğer Mario Bava hayata olsaydı,bu muhteşem film ona ait olurdu.



Lord magius/Haribo extreme culture aittir.
Related Posts with Thumbnails