31 Mayıs 2010 Pazartesi

Necrophagia - Stitch Her Further





Fill my soul
With images of hate
Blood upon my hands
Baptize the carcass
She now understands

Sewing the shards of flesh
Velvet suit of skin
I own the shadows
A tailor of the dead




Stitch her further, before I'm caught
Stitch her further, before she rots

Blindfolded eyes
Dripping forbidding tears
Now I'm going to fuck
This cold cadaver bitch

What a life, pills and needles
What a life

She bleeds pure beauty
Lifeless and model size
Poster girl of teenage lust
Pin-up vixen death



Devamını okuyun...>>

Devourment - Unleash the Carnivore (2009)


Kurt işlerine sarmış, slam işlerinin ağa babası Devourment 2009 albümüyle ortamları çok fena şenlendirdi.



Devamını okuyun...>>

30 Mayıs 2010 Pazar

Autopsy - Service for a Vacant Coffin(Live@Milwaukee 12-02-89 )





Devamını okuyun...>>

Zombie Flesh Eaters 2 aka Zombie 3 (1988)



Virüs yolu ile yayılan zombilerin en sağlam örneklerinden biri de Lucio Fulci'nın yönettiği Zombie Flesh Eaters 2 dir.

Fulci'nin diğer zombie filmlerinden bir nebze olsun düşük olsa da,kendi kulvarının en baş filmlerinden biri olduğu kesin.Zombie 2,City of the Living Dead ve The Beyond ile ortalığı kasıp kavuran Fulci Zombie Flesh Eaters 2 ile gene ortalığı sallamıştır.

1980 başında zombie flix furyasının en gaddar filmlerinden olan Hell of Living Dead aka Virus'un senaryosunu üstlenen Claudio Fragasso ilk başta filmi kendi yönetmek istemiş ancak film Fulci'nin kanlı ellerine emanet edilmiştir.


O dönemin Almanyası'nda oldukça ses getiren film bir süre yasakladıktan sonra hemen hemen 20 dakikası kesilerek yayımlanmıştır.Filipinler'de çekilen film oldukça düşük bütçeye mal edilmiş kanımca.

Özetle konusuna gelince;

Filipinler'de ordu adına bilimsel çalışma yapan bir grup bilim adamının bulduğu çok gizli bir virüs başka bir yere sevk edilecekken terörist bir grup tarafından ele geçirilmek istenir.Grup başarılı olamaz ve kimsenin beklemediği bir felaketi ortaya çıkartır.Grubun lideri kutunun içindeki formülü kırar ve vücuduna bulaştırır.Diğer bir kaç teröristte bulaşan virüs artık kontrolden çıkmıştır.Ele başı hariç diğer elemanlar öldürülmüştür.Ve cesetler yakılır.


Cesetlerin yakıldığını öğrenen Bilim adamları ordu mensupları ile münakaşaya girer.Ordu mensupları ile Bilim adamlarının arasında geçen sahneler çok fazla Day of the dead andırıyor.

Bu olaylar yaşanırken elebaşının değişimi ve yerleştiği oteldeki gore dönüşüm sahnesi muhteşem.Bütün bunlarının yanında şehire inmiş olan bir grup asker turist kızlar ile fingirdeşmektedir.Tabi daha sonra kahraman olacaklardır ama o 3 askerin şekil-şemal-i göz önüne aldığımızda değil kahraman köpek emanet edilmez.


Olayları kulesinden izleyen radyo DJ son sürat yayına devam etmekte gelişmeleri bildirmektedir.Bütün ada salgından etkilenmektedir.Ordu olaya el koyma adına gaz maskeli özel timi saha araştırmasına ve yok etme adına görevlendirmiş.

Emir oldukça açıktır.

Hareket eden her cismi vurun.

Ordu bir yandan mücadele ederken diğer yandan ise turist grubun yanında bulunan 3 asker hayata kalmak için aynı mücadeleyi göstermektedir.Film baştan sona koşturmaca ile süre gelir.

Ve filmin sonunda Radyo Dj olan eleman anons yapar.

Her şey bitmiştir.Günlerden SIFIR.Yeni insanlık dünya'ya hakim olacaktır.

Bu film sahnesi insanı oldukça gaza getiriyor kanımca.




Film Dawn of the Dead ve Day of the Dead esinlenmesi demek yanlış olmaz ancak bu tamamen senaryo adına dile getiriyorum.Zombi makyajları gene ve Fulci'nin gore tarzı gene hat safa.Ayrıca filmin en can alıcı sahnesi Cesetler yakıldıktan sonra havaya karışan virüs kuşlara etki ederek insanlara saldırması da oldukça Alfred Hitchcock-Birds worship olmuş.Müziklerinin de oldukça iyi olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Bunların dışında Gore adına en gaddar sahne kanımca doğum esnasında olan bir kadının karnını yarıp çıkan zombi bebek.Ayrıcada Zombie filmleri tarihinin en gaddar sonlarından birisi bu filmde yer almakta.

Son olarak diğer Fulci filmlerindeki ağır atmosfer olmasa da,bol koşturmacılı ve eğlenceli bir zombi filmi izlemek istiyorsanız kaçırmamanızı tavsiye ederim.

Lord Magius/Haribo extreme culture aittir.



Devamını okuyun...>>

25 Mayıs 2010 Deicide@Istanbol Kabusu



Okuyuculara herşeyden evvel şunu belirtmek gerekiyor
açıkcası son 24 saat kala gene bu blog yazarlarından MadButcher herifi ile konuşana değin bu organizasyonun gerçekleşmeyeceğini düşünmekteydim.
Aynen, nette forumda vs yerde haber ve yorumlarında yazanlar gibi
ha iptal oldu ha iptal olacak, son güne kadar beklemekte fayda var safsataları ile çok da gaza gelmeden olan biteni izledim.
Akabinde üstte yazdığım telefon görüşmesiyle çıkıp bir biletix gişesi buldum.
Hakatten de biletin üstünde DEICIDE yazıyordu.


Akıl sağlığı göz önüne alındı, derin bir de nefes alındı ve beklemeye koyulduk.
Organizasyondaki herkese eğrisi doğrusu neyse bu geceyi yaşattıkları için teşekkür etmemiz gerekiyor ve ediyoruz.


Güzel bir evde toplandık haribo çetesinden eksikler olmaasına çok da aldırış etmedik viski vs herşey genelde hızlı ve seri shotlar ile bünyeye depolandı.
Biraz problemli bir leptap ile gerek youtube klipleri gerek arşivdeki parça ve gruplar sırayla tekrar ve tekrar hatmedildi.
Babofet rümuzlu yazarın ACABA DEICIDE, INCANTATION COVERLAR MI gibi sorularına maruz kalsak da gene kafaları kırmaya azami gayreti sarfetmekten hiç geri kalmadık.
Evden çıkınca da gene problem bir taksi söförüyle kah didişerek kah gülüşerek mekana varabildik..


Maalesef ilk şarkı kaçmış, 2. parça ortasında ben direk davul makinesi
Steve Asheim dayının yan kısmında kendisini net görebileceğim bir pozisyona konuşlandım ve kabusun ta göbeğine dalmış oldum..

Şimdi çıtırlar tarafından bıkbık edilmesin deyyu gene en başta belirtiyorum tam sırasını anımsamamakla beraber grup,


Dead but dreaming
Death to jesus
Dead by dawn
Kill the christian
Serpents of the light
Trifixion
Sacrifical suicide
Homage for satan
Once upon the cross
Scars of the crucifix
Desecration
Not of this earth
They are the children of the underworld


vs vs gibi belki de adını şu an anımsayamadığım bombalarıyla İstanbul'da Taksim'de oradaki bir avuc death metal en azından DEICIDE seven sayanlarına muhteşem bir gece yaşattı.

Sses düzeni çok muhteşem olmamakla beraber güzeldi tam net görememekle beraber takribi 100 150 kişilik tayfa da mekanda katılımcıydı.
Pek cok şarkıda gruba eşlik edildi nakaratlar propagandavari bir gaz ile söylendi.


Elemanların içinde hepsine tek tek bakıp sahne performanslarıyla hasret giderirken itiraf etmem lazım en fazla Steve dayıdan etkilendim.
Yılların eskitemediği hatta zirvelere taşıdığı adam cümle aleme kondisyon tuşeli ve nizami death metal davulu çalmanın inceliklerini uygulamalı olarak gösterdi.
Öyle leyleği havada gören para sıçan tipler olmadığımız için ne yurt dışına cıkmışlığımız ne de falanca fest filanca feste gitmişliğimiz var böyle düşününce şu ana kadar canlı dinlediğim zirve death metal performansına şahit olmanın hem ürküntüsü hem de huzuru böyle karışık şeyler kaldı hafızada.


Adamlar safkan konser grubu, çok sempatik çok "cool" adamlar kimileri her ne kadar sahnede Glen abimizin bir taşkınlık yapacağından şüphelendiyse de cok babacan seyircisini kucaklayan bir Benton ile karşılaştık.
Ne cok satanik genc varmış,
Hail Sathan tezahuratlarına istinaden Benton'un sadistce bir kahkaha atması vardı o iş gecenin zirve gazlarından birisi oldu.
Adanalı dobralığı ile küfür kafir beddua en çirkefce küfürlerden hakaretlerden ibaret şarkı sözleri yazan Glen aynı zamanda da bir kez daha ne kadar iddialı ve başarılı bir bass / vokalist olduğunu milletin tepesine vura vura gösterdi.
Oturup pc başında şarkılara karaoke yapıp bana kafa tutamassınız akıllı olun.. mesajı bu tipler tarafından kanımca çok net alındı ve hazmedildi.

Fotoğraf işine gelince, şahsım o teknik donanımlardan yana eksik olduğundan şu an henüz bu konserden foto yok bunlarla idare edeceğiz artık..










Devamını okuyun...>>

Cock and Ball Torture - Anal Sex Terror





Devamını okuyun...>>

Death Breath - Death Breath (2006)






Devamını okuyun...>>

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Cemetery Urn - The Conquered Are Burned (2010)


Avusturalyalardan old school death metal işlerini kovalayan yiğitler, old school death metale yeni bir soluk getirmişler adeta.



Devamını okuyun...>>

Internal Suffering - Awakening Of The Rebel (2006)




Erik Rutan kaydı yapar, Kolombiyanın kopuk extreme brutal deathcileri çalarsa ne olur?


Devamını okuyun...>>

27 Mayıs 2010 Perşembe

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Oslo we Rot-split Lobotomized/Obliteration/Execration/Diskord (2010)



Soğuk Norveç ortamlarından çıkma dört grup adı ve kapağıyla Obituary worship bir split imza atmışlar.Nisan ayında yayımlanan split anca elimize geçti.Müzikal açıdan pek bir artısı olmasa da grup tanıtımı ve aynı ülkenin 4 grubunun bir birine verdiği destek açısından oldukça güzel bir çalışma olmuş kanımca.

İki ağır karanlık grup olan Obliteration ve Execration yanına ağır sapkın olan Lobotomized eklenmiş ve Diskord adında ilk kez duyduğum bir norveç death metal grubu da kadroyu tamamlamış.

25 dakika süren kayıt Unborn prodüksiyon etiketi ile çıkmış.

Lobotomized
1.Piss on My Grave
2.Golden Showers (Mentors)
3.I Shit on Your Grave (Autopsy)

Obliteration
4.Envenomed

Execration
5.Entheogen

Diskord
6.As the Circus Leaves the Galaxy
7.Cease of Existence

Death metal ile Punk birlikteliğine Abcess ile yol veren Chris Reifert gösterdiği yoldan ilerleyen Lobotomized,bir Autopsy bir de Mentor yorumu yanı sıra bir de kendi besteleri yer almakta.


Grubun kadrosu:

Skrapparkar-Vokal
Bowel Ripper (Christian Myhre)-Gitar/geri vokal
evil_dave (David Lie)-Bas/geri vokal

Konser elemanları

Lian-gitar
Rustad-davul

Demolarında hemen hemen tüm parçalarında fuck yer alırken burada yer alan üç parça ise İşemeli/sıçmalı:D.Piss on my grave,punk üstüne kurulmuş güzel bir old skoll death metal parçası.Bu tarz vokalleri genel olarak tüm death metal dinleyenler sever kanımca ancak bu biraz punk havasında.Öle çok ekstrası olan bir parça değil ancak 10 numara sapkın.1975'ten günümüze yöresel işleri Thrash ve Punk ile karıştırıp her türlü sapkınlığa yol vermiş olan Mentor'un Golden Shower aldı parçasını hakkını vererek çalmışlar.Autopsy'den çaldıkları I shit on your grave ise çok beklediğim gibi değil.Demolarında yer alan Abcess-Fucking Hell daha iyi yorumlamışlardı.

Sapkın işlere tav oluyorsanız beğeniceğinize eminim.

Obliteration,geçen yıl çıkardığı Nekropsalms adlı albüm ile tanıdığımız grup bu split ise bundan sonra ki kayıtlarının hemen hemen aynı kirli çizgide olucağına dair bir ipucu vermekte.

Grubun kadrosu:

Sindre Solem-Vokal
Didrik Telle-Bas
Kristian Valbo-Davul
Arlid Myren Torp-Gitar


Kayıt kalitesi pek iyi olmasa da tam manası ile old skoll death metal yapmışlar.
Vokalleri daha hayvan olsa grubun çıtasını bir nebze olsun yükseltir kanımca ama daha temiz bir vokale sahipler.Parçanın son düşük tempo riffler Autopsy'den oldukça etkilendiklerini açıkca göz önüne seriyor.

Gene Norveç asılı olan Execration ise daha karanlık ve ölümcül bir yapıya sahip.Kayıtaki diğer gruplara nazaran daha tok ve güçlü soundları var.

Grubun Kadrosu:

Cato Syversrud-Davul
Chris Johansen-Gitar/vokal
Jørgen Maristuen-Gitar/vokal
Jonas Helgemo-Bas


Split'te Entheogen adlı yeni bir parçaları yer alıyor.Oldukça karanlık bir parça.Vokallerin biri boğuk iken diğer daha saldırgan ve acı dolu.Black metal riffleri gitarlar daha hakim.Geçişler gayet başarılı.Tam ülkelerinin işini yapmışlar kanımca.

Kayıta yer alan son grup ise Diskord.Hakkında bir bilgim sahibi olmadığım grubun kaynaklara göre kadrosu şu şekilde;

Espen T. Hangård-Gitar
Hans Jørgen Ersvik-Drums/Vokal
Eyvind Wærsted Axelsen-Bas



Ben pek beğenmedim.Ne müzik ne de lirik olarak.As the Circus Leaves the Galaxy ve Cease of Existence adlı parçaları pek iç açıcı değil.Günümüzde old skoll işlere çok yol verilse de bu adamların yaptığı kanımca tarihi fazlası ile geçmiş bir iş.En azından bu splite yer alan parçaları o şekilde.

Yeni grup tanımak isteyenlere kesinlikle tavsiye ediceğim bir split.Onun dışında çok bir şey arıyorsanız sizleri tatmin etmeyeceğinden emin olabilirsiniz.

Lord magius/Haribo extreme culture aittir.

Devamını okuyun...>>

Obituary - Slowly we Rot






Devamını okuyun...>>

25 Mayıs 2010 Salı

Utopium Interview



1.First of all thank you for the interview. how is it going? whats news in Utopium ?

Thank you for the interest and support, we really appreciate it. We are currently getting ready to start recording our album in the next month.

2.Your first EP Conceptive Prescience was promising for future.I like it. How did fans react to Conceptive Prescience ?

So far, so good. The EP had some flaws and was our first studio experience so there are some things we now think we could have done better. But overall, people are getting into our music and so far we haven’t seen a bad review (there aren’t that many around to be honest). Not that we care much, but it feels good when your work gets recognized. Even if we get a bad review, at least we are getting a reaction out of someone, doesn’t matter if it’s love or hate.

3.Any live shows for Utopium ?

Couple of gigs here and there. Now we’re entering studio so we will take a small break from gigs. But we hope to get our asses on a stage soon after the album comes out. We love to play live and people feel that on our shows.

4.Have you any materiel for new record ?

Sure. We never had problems writing songs. Some times we even have to stop writing because we start getting too many songs and then we don’t know were to put them hehehe.


5.You are a grindcore band but useing sluge riff.This is so cool.How did you find this idea ?

We started this band as a grindcore band, but as we all like other types of music, we thought we could make our own style of grind by mixing other stuff we like and felt like it would fit. That’s why you can hear Crust riffs, Sludge riffs, Thrash and Death Metal riffs on our songs. We play the music we love the most and we are our first fans.

6.How did you get started to grind ?

Hummm, we all started with different bands… I guess Napalm Death is the main one. Personally the one that really turned me into this music was “Murderworks” from Rotten Sound.

7.Can you describe your sound and music ?

I like to call it “Grind”. We always thought that genres should only serve as guidelines and not as an adjective to define a band. We make extreme music, from fast to slow, from old to new.

8.I think so your lyric about society, life and political. What are you talking about in your lyric ?

Well mostly is stuff that only Rizzo knows and we have a hard time to understand what he means. He likes to mess with our heads and to make us think. His message is always hidden in the words and if you don’t pay attention you won’t get them.
He wanted to avoid the general grind topics (gore and politics) and make his own lyrical concept. It’s all open to multiple interpretations.


9.You played into Nasum Tribute album. Very nice cover. How did you take place to tribute album ?

At that time Power-it-up was looking for bands to participate and we suggested that cover for us. It was cool for us since Nasum is an influence for us, and after Mieszko departed, we where happy to have an opportunity to pay him our tribute.


10.What's your favorite band? know any band from Turkey?

Hard to say, we like so many kinds of music, so many bands, so many albums… From Turkey I know Sakatat.

11.What is your favorite movies and books?

We like all sort of stuff. From recent Blockbusters to B-grade old movies. Maybe we have a special love for post-apoc movies.
I don’t read much. Last thing I read was “Metamorphosis” by Kafka.

12.How is the day-by-day of the band´s members? What do you do for get money? Is it hard to live or survive in Portugal ?
Some of us study and some of us work. I think it’s hard anywhere nowadays… You just have to manage a way to get by.


13. How did you record it all? Did you go to a studio? Did production cost a lot? Can you describe some of your recording techniques if possible? Is recording a difficult or easy process for you guys?

We recorded it all on our garage where we do our rehearsals. Drums and bass were recorded in one day (we should have taken more time with the drums but we didn’t) then guitars in another and voice next. Then our friend and soundguy Neto (from Replica), took care of the mastering and the rest of the stuff. Later we re-recorded the guitar with a little more punch because we weren’t really happy with the first takes. We don’t use any special techniques. Just record like we can with our means.

14.What do you think about europe death-grind?

There are good bands and there are not-so-good bands. I think the best are those who try to come up with their own sound. Not to disregard some old bands that worked hard and still do. But the scene has grown so much you have to make something different to get noticed and from that comes value.

I think Sweden rules hehehe. I haven’t discovered a band from Sweden that I don’t like… It’s funny how the US keeps copying European bands, especially from Sweden.


15.Do you think to play more cover?

Yeah. There are so many ideas for covers that we didn’t advance with any yet hehehe

16.What do you think about download?

I download a lot of music and if I can I buy the CDs but I believe it’s more rewarding (monetarily speaking) for the bands if you buy a shirt and go to the gigs. At least I rather support them that way.

17.What do you do in your free times?

Drink beer mostly hehehe.


The Fast as fuck section

Life: Sucks and then you die…

Zombies: Brains!

Death: Napalm

Human: Waste

War: What for?

Chaos: Feels good sometimes

Haribo: Sweet!

Gore: Not funny

Grindcore: Is life

18.At last Do you want to say someting for turkish fan?

Thank you for the support and stay tuned to Utopium camp. We got more of this coming your way!

JR @ Utopium

Thanks for interview.

Belongs to Extreme Haribo Culture.

Devamını okuyun...>>

Sodom@Belçika (1985)










Devamını okuyun...>>

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Utopium-Conceptive Prescience (2010)



Geçtiğimiz yıl yayımlanan Nasum Tribute albümünden tanıdığımız Portekizli grup Utopium geçtiğimiz aylarda ilk eplerini piyasaya sürdüler.Lizbon ortamlarında ağır kazıma işlerini koşturan grup 2007den bu yana Death/Grind icra etmekteler.

Etkisi altında kaldıkları paşalar gibi(Nasum,Brutal Truth,Rotten Sound,Napalm Death...)saldırgan ve fevri yapıya sahipler.Bunun yanına amortiden bir parçalarına matem havası estiren ağır karanlık gitarlar eklemişler.Bu da ayrı bir hava katmış.

Kuruldukları günden beri tek yumruk olarak ilerleyen grupta görev dağalımı ise şöyle:

R.-Vokal
B.-Bas
JR.-Gitar
T.-Gitar
J.-Davul




Bundan önce yayımladıkları demo'da olduğu gibi eplerini de kendileri yayımlamışlar.

Kayıt konusunda ise gene memleketlisi olan Replica adında bir grubun elemanları yardım etmiş.Kayıt kalitesini ben şahsen beğendim.Bu noktadaki bir grup için oldukça iyi bir kayıt.

Kapak tasarımı ise Joe Mack adında bir elemana ait.

Ep de yer alan parçalar sırası ile şu şekilde:

1.Undermatch
2.Atrophy
3.Blacksmith Of Irony
4.Sever The Root
5.For The Sake
6.Slumber Edge
7.Pressure Points
Bonus:
My Philosophy (Nasum Cover)

Toplum sorunları ve savaş karşıtlığı dışında anladığım kadarı ile rahatsız oldukları her türlü mevzudan liriklerinde söz etmişler.Müziklerinde ise old skoll tarzın punklığı ile günümüz işlerinin sertliğini kendi bünyelerinde benimsemişler.



Ep de benim beğendim parçalar Atrophy,Sever The Root ve Slumber Edge.Nasum yorumunu da kanımca hakkı verilerek yapılmış bir iş.17 küsur dakika boyunca iyi kazıma dinletiyor elemanlar.Giriş parçasın olan Undermatch'ın saldırganlığı tüm bir kayıt boyunca sürüyor.Parçanın sonundaki düşüşü tam ölçüsünde ayarlamışlar kanımca parça boyunca giden Blastların ardından bu kısımdaki kroslar oldukça güçlü.

Atrophy,tam bir nasum parçası.İkili vokaller çok şık durmuş.Ayrıca çift gitarın dolgunluğu yerinde.Sever The Root,başındaki intro'da kim konuşuyor bilmiyorum ancak Rock'n'Roll hakkında mevzulardan bahsediyor.I am your Enemy dedikten sonra elemanlar bu intro'ya yakışacak gaddarlığı gösteriyorlar.




For the Sake daha Punk bir girişe sahip.Parçanın sonuna doğru gelen düşüş sluge havası estiren gitarlar bir sonraki parça olan Slumber Edge'de yansıyor.Gerçekten çok karanlık çok insafsız.Öle gırtlaktan attığı çığlıklarla daha da iç paralayan bir hal almış.Pressure Points,çok öfkeli bir giriş yapıyorlar.Hangi filmden intro aldıklarını bilmiyorum ancak çok klas bir intro bulmuşlar.Bonus olarak da Nasum-Inhale Exhale albümünden yorumladıkları My Philosophy dinlerken insanın yüzünde tatmin olmuş ancak buruk bir gülümseme yaratıyor.10 numara çalmışlar.

Kanımca bu çizgide devam ederlerse adlarını daha çok duyacağımız kesin.Son olarak gelecek vaad eden bir grindcore grubu dinlemek istiyorsanız Utopium edinmenizi tavsiye ederim.


Lord magius/Haribo extreme culture aittir.



Devamını okuyun...>>

Motörhead@Finlandiya (27/04/1984 )















Devamını okuyun...>>

23 Mayıs 2010 Pazar

Master-The Human Machine (2010)



Chicago,İllinois ortamlarının en eski kazımacısı kuşkusuz Paul Speckmann ve en az amerika kıtası için Obituary kadar eski ve köklü grubu Master ile geçtiğimiz günlerde ''Human Machine'' adında yeni bir kayıt daha piyasaya sürdü.Çek asıllı Speckmann yıllardır Illinois bölgesinde ve Çek Cumhuriyetin'de death metal adına bir çok kayıt yayımladı.Bu yaptığı kayıtların hemen hemen hepsinde savaşlar ve politik söylemleri önplanda tuttu.

Liriklerdeki bu tutum müziğini en güzel şekilde süsledi kanımca.

Speckmann uzun süredir çalıştığı gitarst ve davulcusu ile bu albümde yola devam etmiş.Çek Cumhuriyetinden olan bu iki eleman kanımca görevlerini en iyi şekilde yapmaktalar.

Paul Speckmann-Vokals/Bas
Alex Nejezchleba-Gitar
Zdenek Pradlovsky-Davul



2000 yılından bu yana 5 albüm yayımlayan Master,Human Machine adlı albümü ile adına yakışır günümüz Death Metaline uygun bir işe imza atmış.Albümün oldukça güzel manalı bir kapak tasarımı var.Testament'in de geçtiğimiz yıllar da çıkan albümünün kapağını hazırlayan Eliran Kantor tarafından hazırlanmış.

Çek Cumhuriyetin de kaydedilen albümün prodüksiyonu da Paul Speckmann a ait.10 parçanın yer aldığı 45 dakikalık death metal ziyafetin de parça sıralaması ise;

1.The Human Machine
2.It’s What Your Country Can Do for You
3.Twisted Truth
4.True Color
5.Suppress Free Thinking
6.A Replica of Invention
7.Faceless Victims Expelled
8.Worship the Sun
9.The Lack of Space
10.Impale to Kill


Albüme gelince ne eksik ne fazla tam kıvamında tipik bir Master albümü.Albümün adını taşıyan parça Human Machine,It's What Your Country Can Do for You ve Twisted Truth ağır cephe parçaları top gitarlar makinalı tüfek gibi gitmişler.Özellikle Twisted Trusth daha guttural vokal eşliğinde yorumlanmaya çok müsait.True Color ile ısınma turu bitmiş. ve tempoyu hiç kesmenden tam gaz devam etmişler.Kanımca bu parça konserde çok toz koparır.Suppress Free Thinking,göster kendini paşam demiş davulcuya Speckman giriş öyle gaz.Oldukça gaz parça kanımca çok Motörhead kokuyor.Faceless Victims Expelled Albümdeki favori parçam.Çok profesyonel işi bir girişe sahip.Çok Thrashci işi.Gitar ile karşılamanın ardından gelen çift kroslar ve kanlı vokaller ile muhteşem bir hal almış.Kanımca bu parça kolay kolay unutulmaz.


Worship the Sun,Slayer Death Metal çalsaydı böyle bir giriş yapardı dedirtecek kadar Slayer var-i bir giriş.Oldukça sıkı bir solo var.Death Metalde pek soloları sevmesem de bu solo gerçekten yakışmış.The Lack Of Space,güçlü davullara sahip olan bir parça.Avrupalı elemanlar ile çalıştığı için kanımca daha o bölgelerin alt yapısı hakim.Impale to Kill,konserde çok iş yapacak bir parça.Albümün son parçası olmasına rağmen daha yeni başlıyoruz dermişcesine bir hava yaratıyor.Çift kroslar ve o saldırgan gitarlar albümün tamamında olduğu gibi buradada ön planda.

Pek adı diller de dolaşmasa da namına yakışan bir iş yapan Master ilereyen yıllar da bu daha güçlü soundunu sürdürürse pek dinleyeni olmayan ortamlarda bile adı bilinir hale gelir.En Old skoll günlerden bu yana kadar gelen Master bizlere bu albümün de kısaca günümüz Death metali için böle de iş yapılır güzel olur gibisinden göz kırpmış.


Son olarak Tempolu,Dinç tutacak ve gaddar bir iş arıyorsanız mutlaka edinin.Eğer Master ile daha tanışmadıysanız bu albümü edinmek için hiç düşünmeyin derim

Haribo Puanı:Teşekkürler Paul Speckmann


Lord magius/Haribo extreme culture aittir.




Devamını okuyun...>>

Molly Hatchet - Whiskey Man






Devamını okuyun...>>

Çizgi Romanların Efendisi:Frank Frazetta




Fantastik,bilim-kurgu ve korku çizgileri üzerine okuduğumuz bir çok karakterin çizimleri ona aittir.Conan,Creepy,errie,Vampirella ve bir çoğu.Amerikan çizgi romancılığının en önde gelen isimlerindendir.9 şubat 1928 doğumlu olan Frazetta geçtiğimiz günler de aramızdan ayrıldı.(10 mayıs 2010)
















Devamını okuyun...>>
Related Posts with Thumbnails