28 Şubat 2011 Pazartesi

BDSM: Annmo Night


Annmo Night şahsının ekstrem femdom sanatına tanık olun...





















Devamını okuyun...>>

Devourment - Official DVD (2005)

Devourment Dvd'lerinin ilki olan Official Dvd'nin yeri bir ayrıdır.


Devamını okuyun...>>

M......'YE




Ey! umrumda değil dünyevi kısmetimin
içinde az toprak olması,
O aşk yılları unutuldu
Bir anın ateşinde:

Önemsemiyorum kimsesizin benden daha mutlu,tatlı olmasını
ama karışyorsun karderime ki yoldan geçen biriyim ben.

Benim saadetimin pınarları değil
Fışkıran-ne tuhaf! Gözyaşlarıyala-
Ya da tek öpücüğün heyecanı
Felce uğrattı yıllardır.

Yirmi baharın çicekleri değil
büyürken solan
ölü uzan kalbime en kuvvetli hislerine
Karlar çağının ağırlığyla.

Çimen değil-Ey! Gelişsin!
Mezarımda büyüyor ya da büyümüş
ama ölüyken ben yine de canlıyım
yanlız olamam hanımefendi

Devamını okuyun...>>

27 Şubat 2011 Pazar

Et



Izgarada pişmeye başlayan etler oldukça lezzetli gözüküyordu.Dudağının kenarında ki kanı sildi.Kan bir kaç saat öncesini çağrıştırdı.Yüzünde ki gülümseme yavaşça yerini mutsuzluğa bıraktı.Öfkesini kabartmıştı.Dudaklarını ısırmaya başladı.Genel de yara için de olan alt dudağının iç kısmına hiç duraksamadan geçirdi dişlerini.

Düşünceleri savuşturmak için sevdiği kırmızı şaraplardan birini açtı.Geniş kadehine şarabı doldururken eli titriyordu.Gözlerine o buruk donukluk oturmuştu gene.Şaraptan bir yudum aldı.Lanet edercesine etleri ızgaradan çıkarıp tabağa koydu.Televizyonda sevdiği dizinin karşına kurulup etten ilk lokmasını aldı.Tadı başta garip gelmişti.İlk lokma da anılar tekrar hortlayıverdi.

En çaresiz anında yakalamıştı onu.Her zaman ki sert ilişkilerinden biriydi.Erkeğinin altında anın tadını çıkartıyordu.Tırnaklarını sırtına tüm gücüyle geçirmiş bacaklarıyla da kalçalarından sarmıştı.Bir anda olan olmuştu.Aklına erkeğinin zorbalıkları geldi.Bir anlığına gene donuklaşmıştı bakışları.Dişleri kamaşmış ve ağzı sulanmıştı.Aynı biraz önce tattığı ette olduğu gibi.

Orgazma yaklaştıklarını hissettiği anda erkeğinin gözlerine bastırdı parmaklarını tüm gücüyle zevk ve acı çığlıkları birbirine karışmıştı.Bacakları ile kelepçe gibi sardığı kalçalara o kadar sert bastırmıştı ki kapana sıkışmış yabani bir hayvancasına kıvranmaktan başka bir şey yapamamıştı erkeği.Yüzüne akan kanla karışmış göz sıvısı ve içinde süzülen döllerin eş zamanlı akışkanlığı yaşadığı hazı inanılmaz bulmuştu.


Ayılmadan ellerini ve bacaklarını bağlaması gerektiğini düşündü.Uzuvlarını sıkıca bağladıktan sonra ses çıkarmaması için dilini kesti.Hala ayılmadı orospu çocuğu diye mırıldandı.Ölmediğinden emindi.İşemesi gerektiğini hissettiğinde sevgilisinin yapmaktan çok zevk aldığı altın banyosunu son kez tattırmak istedi.Kan çanağına dönmüş ağzına sıcak sidiğini boşaltı.

Hala ayılmamıştı ya da tepki veremiyordu.Erkeğinin kulağına eğilerek:Kanlı kadehten içtim yaşayan ölülerin özünü.Diye fısıldadı.Bir tepki almıştı sonunda.Karşılığını vermekte de gecikmedi.Gırtlaktan çıkardığı homurtulara karşılık olarak aşkım bende seni seviyorum dedi ve boynuna sarıldı.Vücuduna bulaşan kanlar daha çok tahrik etmişti onu.


Evin içinde bir süre gezindikten sonra tekrar yatak odasına döndü.Uzun süredir sakso çekmediği aklına geldi bir anda.Tüm azgınlığı ile aldı azına.Tekrar sertleştirdi.Bir süre sonra azına bakır tadına benzer bir tat geldiğini fark etti.Zevk suyu yerine kan geliyordu.Kıvamı hemen hemen aynıydı.Durum böyle olunca ilk baş hafif dişledi her zaman yaptığı gibi;Ancak bununla yetinmeye niyeti yoktu.Sertliği arttırdı.Hardcore değil Hardgore değil mi aşkım diye geçirdi içinden.Köküne kadar azına alıp çiğnemeye başladı.Bir yandan da sulanmış amını okşuyordu.Nefes almak için durdu.Sonra tekrar azına aldı.Başını tüm gücü ile ısırdı.Karşısında acıdan titreyen bedene baktı.Kurbanlık hayvanlar gibi titrediğini fark etti.

Ölüyordu.

Sevgilisinin yüzünü okşayarak kıyamam ben sana diye fısıldadı tüm şefkatiyle.Açlığı bastırmak için bir kaç parça et kesmeye karar verdi.İlişkilerinin rayında gittiği dönemde onu ısırmaya doyamamıştı.

Etleri kesti.....

Tüm bu anıları tükettiğinde tabağındaki etlerde bitmişti.Banyo yapıp güzelce temizlendikten sonra yatak odasına gitti.Erkeğinin ölü bedenine son kez baktı.Gayet soğukkanlı tavırlarla kendisine ait olan her şeyi toparladı.Bir kağıt parçası aldı ve son sözleri karaladı.

''Artık sana daha fazla katlanamazdım.Ne kadar senden ayrılmak istesem de hayatımdan çıkmayacağını biliyordum.Değişmeyeceğinden sonuna kadar emindim.Merak etme döllerin içimde şeytan için çocuğunu dünyaya getireceğim.Beni lütfen bir daha arama.''

Not:Tamamiyle kurgudur.

Lord magius/Haribo extreme culture aittir.



Devamını okuyun...>>

25 Şubat 2011 Cuma

Raging Bull (1980)

Free Image Hosting

Hiç şüphesiz ROBERT DE NIRO gibi bir aktörü zirveye taşıyan tüm yaratıcılığını ve o meşhur "1001 surat" lakabını hakkettiğini gösterdiği sayılı sinema şaheserlerinden birisidir RAGING BULL nam ı diğer ülkemzdeki adı ile:KIZGIN BOĞA, bu gece bu işi kovalıyoruz ..

Bir dönem ringlerde kendi halinde namı olan, oldukça çalkantılı bir yaşam sürmüş ve kenar mahalle delikanlılığından, racon işlerden aldığı altın kemer e rağmen asla kurtulamamış Jake LaMotta adlı boksörün yaşamından uzunca bir kesitin sunulduğu; tamamen siyah beyaz karelerden ibaret ve oldukça nostaljik bir kamera tekniği ile çekilmiş bu film elbette ringlerde geçen asıl kahramanların boks eldivenlerinin olduğu alelade bir aksiyon filminden çok öte birşey olduğu hatta kişisel yorumum bu filmin tam bir dram olduğu yönündedir.
Free Image Hosting

:Künye:

Senaryo: Jake LaMotta
Yönetmen: Martin Scorsese

Filmdeki esaslı kadro:

Robert De Niro... Jake La Motta
Cathy Moriarty ... Vickie La Motta
Joe Pesci ... Joey
Frank Vincent ... Salvy
Nicholas Colasanto ... Tommy Como
Theresa Saldana ... Lenore
Mario Gallo ... Mario
Frank Adonis ... Patsy
Joseph Bono ... GuidoFrank Topham
Free Image Hosting

Evet, oyuncular muhteşem bir grafik sergilemiş ama iş gene sinema üstadı Martin Scorsese kurgusunda bitmiş nitekim " En iyi Kurgu " ödülünü de almış ertesi seneki ödüllerde ..
Ayrıca yazılı ve görsel medyadaki eleştirmenler tarafından da iddia edilir ki bu filmdeki dövüş sahnelerindeki ses efektleri, gerçeğe en yakın en uygun seslermiş ve montajın akabinde ses dosyalarını başka filmlerde kullanılamasın diye de imha etmişler :o

1940 ortalarında amerika da geçen filmin konusuna gelirsek:

La Motta, kardeşi ve eşiyle yaşayan henüz ringlerde istediği çıkışı gerek çakallığı gerek para hırsı gerek se şansızlığı sayesinde de bir türlü gerçekleştirememiş; bununla beraber emekli olacağı günlere de yaklaşmış bir boksördür.

Amerika daki ring mafyası ile hem de sevmeden edemediği ama sık sık da tartışıp tekme tokat kavga ettiği biraderi Joey (Joe Pesci) ile uğraşırken hem antremanlarına devam etmekte hem de hovardalık yapmaktan da geri kalmamaktadır.

Ansızın aşık olduğu biraz kenarın gülü Şükufe modundaki Vickie ile tanışıp aşık olmaları kısmen paranoyak fikirlerle de cebelleşen La Motta nın yaşamını tamamen değiştirecektir.

Maçlara hazırlanması zaten bir dert olan maç sonrası şikelerin getirdiği yıkım ve de giderek buram buram kıskançlıklarla ve şifozren darbelerle göçmüş ruhuna rağmen LA Motta bikaç başarıya imza atar 3 5 kuruş para bile kazanır.
Tam bu esnada delicesine kıskandığı eşine kardeşi Joey in tıklattığını düşünmesi ile kardeşini ilelebet kaybetmesi pahasına kavga eder, artık La Motta yaşamda ve ringlerde yalnızdır ..

Maçları hırsı ve odun gibi kalın kafasının dayanıklılığı ile kazanan ve bir süre yoluna böyle devam eden La Motta, bir gün sıkı pataklanır, hastanede komalık olur ve o kalın kafasına rağmen ringlere veda etmesi gerektiğini anlar..
Free Image Hosting

Kıytırık şöhreti ve genelde it kopuk görgüsüzü tayfadan ibaret muhitine güvenerek bir lokanta açar sabah kahvaltısında bile alkol almaya başlar iyice tombikleşir ve adeta maskara bir balon gibi ortalıkda cirit atmaya başlar.
Lokantasında aynı zamanda stand up tabir edilen show işlerine bakıp muzır esprilerle konukları kahkahalara boğan La Motta elinde purosu koca göbeği aldığı sınırsız alkol ile iyice dağıtmış bir haldeyken yediği naneler yüzünden karısından da olur.
Kadın, okkalı bir tazminat ve çocukları alıp uzaklaşır.
Tam bu esnada henüz reşit olmayan bir kıza tıklatması ile başı belaya girer ve kendisine senelerdir için için diş bileyen bir ekip tarafından derdest edilir.
Tüm malları elinden çıkar, artık çulsuz bir adamdır öyle ki büyük bir gururla aldığı altın kemerini bile 3 kuruşa satma durumuna düşer..

Kardeşi ile yolda kırlaşmış saçları düşük omuzları ve derbeder halleri ile karşılaşmaları ve affedilememesi La Motta yı köprü altına düşürür. Ortamın maskarası olmuştur herkesin kendisine sırt döndüğünü anlaması çok uzun sürmez..
Free Image Hosting
Patlayan fotoğraf makinesi flaşlarının cirit attığı hem görkemli bir sporcu yaşamının hem de sefiller sefili gözler önüne seren film kanımca tam ibretlik.
Ne oldum dememeli, ne olacam demeli .. demekten insan kendisini alamaıyor.
Oyuncular rollerine çok sıkı hazırlanmışlar, Robert herifi bu işleri hakkıyla canlandırabilmek için çok da gaddar geçmeyen bikaç maça dahi çıkmış.
Omzunda tere bulanmış havlu ile ring iplerinin gerisinde bağırıp cağırıp taktik verirken kah kum torbası gibi yumruklanıp kah ağabeyinin karısı ile olan kavgalarında arada kalması ve isyan etmelerini izlemeye doyamadığımız cefakar Joey karakteri ise hiç şüphesiz aktör Joe Pesci yi ölümsüzler makamına taşıyor. Hala izlemeyen varsa şu an ekran karşısında ne işin var ? diyorum ben de.

Filmden kimi kareler ve kesitler:

Free Image Hosting
Free Image Hosting

Free Image Hosting





Devamını okuyun...>>

Zagor Kara Bela (1971)



Spagetti çizgi romanların arasında en meşhuru olan Baltalı ilah Zagor ile arası en iyi olan sanki içimizden biri yaklaşımında bulunan tek toplum biziz.Bundan sonuna kadar eminim.

Hatta günümüzün en gözde gırgır konularından biri olan apaçi stilinin en eski atası olan Zagorların yatağında(Erdek)yaşayan biri olarak bu durumu daha net söyleyebiliyorum.

1961 yılından beri çizgi roman severlerin en başlıca sevdiği kahramanlardan biridir Zagor.En yakın dostu ve kader ortağı çiko ile birlikte yarım asırdır maceradan maceraya koşarlar.


Durum böyle olmasına rağmen ilginçtir ki İtalyan sineması ya da Amerikan sineması tarafınca beyaz perdeye uyarlanmamıştır.Buna rağmen 1970 ve 1971 yılları arasında Yeşilçam'dan üç adet zagor uyarlaması yayımlanmış.

Ele aldığımız film ise serinin ikincisi olan Zagor Kara Bela.

Klink serisinin hemen ardından gelen Zagor Baltalı ilah başarılı bir yeşilçam yapımıdır.Nisan Hançer tarafından yönetilen filmde ise bence tek baş rol olan Zagor'u ise Levent Çakır canlandırmış.

Çizgi romanda ki orjinal hikaylerden birinden uyarlanan film'ın konusu ise kısaca şöyle:


Kızılderili ve Beyazların başına bela olan Kara Bela adındaki hayalet haydut altın madeninin başına bela olmuştur.Darkwood ormanında gezinirken olaydan haberi olan Zagor,sağ kolu Çiko ile bu gizemin peşine koyulur.

Filmde en çok göze çarpan olay Zagor baltasını hiç kullanmıyor ve Çiko daha ön planda.Bunun dışında diğer rollerde ki oyuncular gerekeni yapmışlar.Çekildiği dönemin gerisinde bir iş olsa da spagetti western furyasına yetişmiş filmerden biri.

Son olarak B-movie ve yeşilçam meraklılarını mutlaka izlemesini tavsiye ederim.


Lord magius/Haribo extreme culture aittir.




Devamını okuyun...>>

24 Şubat 2011 Perşembe

R.I.P Phil Vane



Efsane Grind/punk/crust vokallerinden Phil Vane dün hayata gözlerini yumdu.Extreme Noise Terror ile punk müziğin en acımasız varyasyonlarını deneyip bir çok gruba önderlik etmişlerdi.Ölüm nedeni belli olmayan Phil Vane unutulmayacak isimlerden biri.








Devamını okuyun...>>

23 Şubat 2011 Çarşamba

Sen Herşeyin Doğurusunu Bilirsin Baltalı İllah



Baltalı İlah'dan bir doğru tespit daha.
Devamını okuyun...>>

22 Şubat 2011 Salı

Gençlerin Katledildiği En Zevkli Fİlmler



Amerikan korku sineması için Teenage mevzuları altın madeni değerindedir.

Vietnam döneminde oluşan çiçek çocuklar ve bunları takip eden özür genç nesil Amerika ve dünyada farklı akımlara ve anlayışlara yol açmaya başlamıştı.

80'lere gelindiğinde eski gücüne kavuşan kilise gençleri bir nev-i dizginlemek ve aileleri uyarmak adına bir çok Teenage Slaher filmine el altından para çıkarmıştır.

Bu filmler genelde izleyiciye"Aşifteye bak yatarsan onla bunla böyle ölürsün işte" tarzında söylemlere yol açar.

Cüceliğinden dolayı kanımca ucube olan Şubat ayının ilk günlerinden beri Barbarella ile izlediğimiz bir çok Slasher filminin ardından kafamda şöyle bir liste oluştu.

-Gençlerin katledildiği En Zevkli Fİlmler-

The Texas Chainsaw Massacre
Bay of Blood
Rob Zombie Hallloween
Black Christmas
Return of the Living Dead
The Burning
Sodomy Ghost
Slaugther house
Hell's Ground
Midnight aka Backwood Massacre
Suspira
The Mutilator
Three Meat on a Hook

Oluşturduğum listede önceliğim sadece genç nesilin katledilmesi oldu.


The Texas Chainsaw Massacre (1974)

Hiç kuşkusuz korku sinemasının en gaddar isimlerinden biri olan Leather Face karakterinin türlü zalimlikler ile işlediği cinayetlerin sergilendiği Texas Chain Saw Massacre,korku sineması adına milat olan filmlerden biridir.Tob hopper dayının B-movie klasmanında yer alan bu müthiş yapımı gençlerin katledildiği en güzel filmlerden biri.


Bay of Blood (1971)

Mario Bava'nın Unutulmaz filmlerinden,Bay of Blood.Meşhur Teenage Slaher Filmi olan Friday the 13th göl mevzusunun ve gençlerin kamp/parti tarzında eğlenceler esnasında kurban gitmelerine esin kaynağı olan filmdir.


Ana mevzusu direk Teenage olmasa da yapılan katliamların çoğunluğu gençlere yönelik olması ve cinayet zinciri arından şaşırtıcı sonu ile 70'li yılların unutulmaz kanlı filmlerindendir.

Rob Zombie Halloween (2007)

John Carpenter'ın meşhur filmi Halloween gençlerin din kurallarına uygun bir şekilde ahlak çerçevesinde öldürüldüğü Halloween filminin o iş öle olmaz böyle olur dercesine en gaddar ve satanikce ele alan Rob Zombie Halloween açıkca gençlerin katledildiği filmler arasında en hakikatlilerinden biri.

Micheal Myer fanlarının bir kısmı tarafından hiç beğenilmesede, kanımca aslının softcoreluğuna oranla oldukça hardgore oluşu ve John carpenter versiyonunda iyi aile içinden doğan şeytani katil muhhabbetini elinin tersi ile itip Crowbar ortamından çıkma çocugun katile dönüşmesi daha akla yatkın oluşu ve işlediği cinayetleri hunharca yapması kesinlikle John Carpenter versiyonunu geçmesine neden oldu.

Black Christmas (1974)

Yılbaşı filmlerinden biri olan Black Christmas,kız yurdunda geçen kanlı hikayeyi anlatmaktadır.Gene Teenage mevzulu filmler arasında en aklıbaşında sinir harbi yaşamadan izleyebileceğiniz filmlerden biridir.Amerikan Grindhouse Sinemasının en önemli isimlerinden biri olan Bob Clark tarafından yönetilen Black Christmas listenin parıldıyan isimlerinden.



Return of the living dead (1985)

Night of the living dead filmine saygıların sunulduğu oldukca eğlenceli bir film olan Return of the living dead gençlerin canına kıyıldığı başka bir filmdir.Linnea Quigley'ın mezarlıkta yaptığı unutulmaz şov'un yanı sıra zombi Ernie'yle listede bulunmaya hak kazanmıştır.

The Burning (1981)

13 th the friday'ın gölgesinde kamış olan The Burning, kanımca gaddarlığı ve saf slasher mevzularının ön planda bulunmasından dolayı listeye adını yazdırdı.


13th the friday seri olarak güzel olmasına karşın bire birde Burning'ın kalitesi ortaya çıkıyor.Göl kenarında kamp yapan gençlerin katledildiği filmdeki katil ise gerçek mana da bir intikamcı.


Sodomy Ghost (1988)

Lucio Fulci'e ait olan bu değişik yapım.Bir grup gencin terkedilmiş bir evde başından geçenlerden söz etmekte.Fulci'nin son dönemine ait olan bu düşük bütceli yapım bir çokların pek tatmin etmese de Fulci severlerin arşivinde yer alan filmlerden biridir.Vakti zamanın da naziler tarafından sapkın seks eğlencelerinin düzenlendiği evde possessed olarak olayları yeniden yaşanyan bir grup genç hunharca can vermelerini ele alan film listenin demibaşlarındandır.

Slaugther House (1987)

Amerikan korku sinemasından çıkma en önemli karakterlerden birini içinde barındırır Slaugther house.Buddy adındaki domuz çocuk kesinlikle slasher furyasında kenarda kalmış isimlerden biridir.


Kanımca bir Leather Face kadar önemli ve değerli olan Buddy,yaşlı lester bacon'un tek oğludur ve gerçekten çiftliklerini her türlü kötülükten korumak için her şeyi yaparlar.Özellikle finali ile ayakta alkışı hak eden Slaughter House,mutlaka izlenmesi gereken bir yapım.

Hell's ground (2007)

Yakın dönem filmlerinden biri olan Hell's Ground,Pakistan sinemasının kesnlikle göz bebeğidir.Gayet başarılı bir film olan Hell's Ground sadece batılının çocuğu değil doğulununkinin peşine de böyle bir katiller düşer,salgınlar gelir tarzında bir yaklaşıma sahip.Bir çok korku yapımına worshipte bulunan filmin seyir zevki çok yüksek.

Midnight aka Backwood Massacre (1982)

Ahlaksız bir film izlemek istiyorsanız kesinlikle göz atmalısınız.B-movie'nin önemli isimlerinden biri olan John A.Russo tarafından yönetilen film,üvey babası tarafından taciz'e uğrayan genç kızın evden kaçması sonucu başına gelenleri anlatmakta.Ed gein vari yaklaşımı ve şeytani tarikat mevzularnın yanı sıra aile içi mevzularına da el atan film görülmeye değer.

Suspira (1977)

Dario Argento'nun meşhur filmi Suspira'da liste başı sıralamada yer alan isimlerden biri.Bale okulunda geçen bu gizemli ve şeytani film, kesinlikle gençlerin katledildiği en iyi yapımlardan biri.Müzikleri ve mevzusu 13 üzerinden 13.


The Mutilator (1985)

Teen age Slasher filmlerinde görüp görebileceğiniz en aklı başında gençler bu filmde yer almasına rağmen katil rolünde ki piskopat babanın zalimliğine boyun eğmek zorunda kalıyorlar.1985 yapımı olan Mutilator,Buring gibi bir diğer gölge de kalmış Teenage Slasherlardan biri.


Three meet on a hook (1972)

Listenin son filmi olan Three meet on a hook,death metalci adamın filmidir.Mortician,Necrophagia ve Ravenous gibi bir çok filme ilham kaynağı olmuştur.Tam bir ikinci sınıf film olan Three meet on a hook, çekim tarzı ile Gordon Lewis filmlerini andırmaktadır.Genç kızların bolca katledildiği film farklı bir Ed Gein vakası yaklaşımıdır.



Sizler için seçtiğim Gençlerin Katledildiği En Zevkli Fİlmler adındaki listeyi beğeniceğinizi umuyorum.

Lord magius/Haribo extreme culture aittir.


Devamını okuyun...>>

Trapped Dead



Geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen Trapped Dead gayet zevkli bir zombi oyununa benziyor.Çizgi romanımsı grafikleriyle gayet iyi bir gerçek zamanlı strateji oyunu.











offical site



Devamını okuyun...>>

21 Şubat 2011 Pazartesi

Mutlaka Seyredin



Şubat ayı filmlerinden The Figther ve Sanctum'u kaçırmamanızı öneririm.



Şubat ayı filmlerinden The Figther ve Sanctum'u kaçırmamanızı öneririm.

The Figther

Gerçek bir hikayeden beyaz perdeye uyarlanan film oyunculukları ve kurgusu ile göz dolduruyor.Mark Wahlberg ve Christian Bale'ın baş rolde yer aldığı yapım önümüzdeki günlerde detaylı olarak enter the martial haribo art etiketinde bulabilirsiniz.






Sanctum

B-movie havasında sahip güzel bir 3 boyutlu macera yapımı.



Devamını okuyun...>>

Laid Back - Beautiful Day





gmailine bak

Devamını okuyun...>>

19 Şubat 2011 Cumartesi

Dayglo Abortions - Drink Beer Smoke Pot (2000)





Devamını okuyun...>>

Funeral Mist - Jesus Saves!








Video taken from the movie "Passion of the Christ". As for the religious fanatics, it's not meant for you, so go elsewhere. I do not own copyright for the song itself, nor for the video clips, but this song is awesome and deserves to be heard.

Lyrics:

And I took my staff
even Beauty
and cut it asunder...
Have you been into the fire?

Carved in stone or pissed in snow
The day will come!
The day will come!

A clean prayer from an unclean tongue
there is no life here...

Only different
ways to die
moth-eaten vows
of hollow pride
skin for skin, yea, skin for skin.

The wine of Sodom...
Gomorrah's fields...
Come, spill now forth the poison of dragons in the name of God!

Chasm from chasm
Armageddon...
Armageddon...
Armageddon...

A thousand angel jubilation, and upon this rock I will build my church!

...And the sun of falsehood shall shine with trust
from the depths of Satan in the name of God!

O sweetest wormwood!
O glorious gall!
Yes sweet is the fruit that grows from the tree of bitterness.

The gall and the wormwood
the wormwood and the gall
a velvet kiss and a thousand knives of salt in thy cu*t!

And I took the sword
and brandished it twice...
Have you fed the mother of death?

A clean prayer from an unclean tongue,
this Guilt was old when the world was young.
Still shall innocence be my sign!
O LORD, why hast thou not forsaken me?

...And the sun of falsehood shall shine with trust
from the depths of Satan in the name of God!

Jesus saves!
Jesus saves!
Drink now his blood,
and kill in his name.

Let us pray!
Let us pray!
And prepare our snares for the promised day...

Jesus saves!
Jesus saves!
Eat now his flesh,
and inject the venom into his name...

A perfect wound
from a perfect blade,
the perfect deceit in a perfect world at the perfect day...

Devamını okuyun...>>

Six Feet Under (USA) - Live With Full Force (2004)

Chris Barnes Almanyada Festivale çıkarda bunun kaydını yaparsa nasıl olur?


Devamını okuyun...>>
Related Posts with Thumbnails