9 Kasım 2016 Çarşamba

Çarpık Modernleşmenin Ehlileştirilmesi, Kinbaku ve Çatalı Terkediş: Dan Oniroku: Nawa-geshô aka. Rope Cosmetology (1978)


  Kapıların açılıp, Batı'nın parlak kırmızı kutulu içeceğinin sofralarda görünmeye başlaması aynı zamanda; "ekonomik mucize" diye tabir edilen yirmi yılın başlamasıydı. 1950'lerden sonraki bu dönem Japon günlük hayatında tüketim malzemelerindeki artış, rock'n'roll, motosiklet, sinema ve boş vakitlerin çoğalmasına delaletti. Bu değişim, beraberinde eski/geleneksel ile yeni/modern olanın çarpışmasını yarattı. Ama bozulan, yıkılan her şey günün sonunda doğal akışa karışacak ya da terbiye edilecekti. Günlük hayatta Amerikan aleyhtarları bunu tamamen gerçekleştiremeseler de, toplum terbiye teşebbüsleri; yükselişteki cinsel istismar sineması ile birlikte bütün fantezi ve sapkınlığıyla beyaz perdeye yansıyacaktı.

  Pinku (pembe) filmlerin ünlü yönetmenlerinden Shôgorô Nishimura, Dan Oniroku:Nawa-geshô (1978) aka. Rope Cosmetology'de bu ehlileştirme teşebbüslerini seçebileceği en sert üslupla ve sapkınlıkla anlatmayı başarmıştır. Aralarında cinsel isteksizlik ve iletişimsiz problemi olan çift, filmin başında gerek yaşam tarzları, gerek aralarındaki diyaloglarla tamamen Batılı bir aile modeli çizmektedir. Japon günlük hayatında önemli bir yer teşkil eden geleneksel yemek kültürü, çiftin çatal-bıçak kullanması ve Batılı tarzda yemekler tüketmesiyle tamamen terk edilmiştir. Akşam yemeği sekansları renksiz, neşesiz ve ruhsuz geçmektedir.



  Kadının yani Kanako'nun eski bir kadın arkadaşıyla karşılaşması her şeyin başlangıcı niteliğindedir. Karşılaştığı arkadaşı, bir ressamla evlendikten sonra onun Kinbaku konulu tabloları için modellik yapmaktadır. Kinbaku, Japonca "sıkı bağlamak" anlamına gelen, vucudu ipek halatlarla bağlama tekniğidir. Bu teknik sık sık bir fetiş unsuru olarak roman ve sinemada kendine yer bulmuştur. Kinbaku ressamının sergisine giden Kanako, gördüklerinden oldukça etkilenmiştir. Ve içindeki arzulara kulak vererek bunun nasıl bir his olduğunu arkadaşıyla konuşmaya başlar. Arkadaşının davetiyle ressam ile tanışmaya giden Kanako'yu, bu buluşmada bekleyen başka sürprizler de vardır. Ressam, kadını farklı pozisyonlarda bağladıktan sonra boynuna bir tasma takıp ona bir köpek olmasını söyler, kadın da aynen bir köpekmiş gibi eşinin isteklerine itaat eder. Bu olay Kanako'nun kafasında, kendi ilişkisindeki çıkmazın anahtarı niteliğindedir ki akşam eve gittiğinde eşine havlaması; çiftin o gece seks yapmaları için yeterli olacaktır. Geleneksel Japon aile hayatına göre kadının, eşinin isteklerine itaat etmesi ve ona koşulsuz bağlı olması hoş görülmektedir.



  Daha sonra ressamın atölyesine eşiyle birlikte giderler ve ressamın yönlendirmeleriyle birlikte sapkın şölen ikiye katlanır. Kanako, boynuna tasma takılarak terbiye edilmeye, köpekmiş gibi davranılmaya başlanır. Ressam, Kanako'nun eşine nasıl bir köpek sahibi olunması gerektiğini öğretir. Bu terbiye yöntemleri o kadar serttir ki, rahatsız edici unsurlar kullanmaktan kaçınılmamıştır. Bunlardan biri; Kanako'nun gerçekten bir köpekmişçesine başka bir köpekle çiftleştirildiği ve eşine izlettirildiği sahnedir. Ehlileştirilme sürecinin tamamlanması, herkesin rollerini bildiği bir grup seks sahnesiyle taçlandırılmıştır. Ehlileşen ailenin bundan sonraki günlük hayatı, geleneksel tarzda donatılmış bir sofrada chopstick kullanarak, şen şakrak muhabbetlerle bezenmiş bir akşam yemeği sahnesiyle gösterilmiştir. Miso çorbası, pilav ve yemek çubuklarına dönüş, geçmişten gelenin kırbacıyla mümkün olabilmiştir.



  Filmde terbiye gerektiren aile yapısı ve birey algısı, sado mazoşizm ile terbiye edilmiştir. Kullanılan bu dil, geleneksel Japonya'da bir çok duyguyu ve düşünceyi aktarma yolu olarak sık sık kullanılırdı. Birine acı çektirmek, köle-efendi ilişkisi; bireyin toplumda kendini var etme yöntemlerinden biri olabilir. "Acı" bir çok kültürde sonunda nihai huzurun olacağına inanılan bir yolculuktur. Kor ateşin üzerinde yürümek, dağın tepesinde kendini aç ve susuz bırakmak, acı çekenin yarattığı kültür sembolüne bakarak kendini kırbaçlamak veya bağlanarak karşındakinin emirlerini yerine getirmek bu yolculuğun sürmesini planladığı yollardan biridir. Mazoşizmde tutsaklık ve zevk uyumu, en başta belirlenen oyunun kuralıdır. Bu köle-efendi ilişkisindeki asıl iktidar; bütün arzuları ve tutkularıyla efendi olanın karşısında kendini var etmeye çalışan kölenin kendisidir. Bu yüzden ehlileştirilen ve köpek olan, tasmayı taşıyandan başkası değildir.
           
 32 / Haribo Extreme Culture'a aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails