3 Haziran 2010 Perşembe
La Mansión de los Muertos Vivientes aka Mansion of the Living Dead (1985)
İspanyol B-movie ortamlarının en kral adamlarından biri kuşkusuz Jesus Franco'dur.1985 yılında yönettiği La Mansión de los Muertos Vivientes ile kendi tarzının en oturaklı örneklerinden birini 3 film bir arada ortamlarında yayımlamıştır.
Cinselliği her daim hat safada tutan Jesus Franco,kadın erotizmini en ön plana çıkartan yönetmenlerin başında gelmekte.Tüm filmlerinde sadizm akımını kılavuz olarak belirleyen Franco,İşkence,Tecavüz ve Lezbiyen ilişki sahnelerini hat safa da tutmaktadır.Bunların yanında kadın seks tanrıçasıdır ya da kadınlar seks için vardır mesajını her filminde mutlaka aktarmaktadır.
Mansion of the Living Dead filminde yönetmenliği ve senaryoyu kendi üstlenmiş.Başrolde ise kadrolu oyuncusu ve İspanyol porno sektörünün bir numaralı kadın oyuncularından olan Lina Romay yer alıyor.Şuan 56 yaşındaki Romay,geçtiğimiz günlerde Puala-Puala Adlı gene Franco'ya ait olan bir erotik film de daha rol aldı.
Filmi ele aldığımız da İspanya bir tatil belgesine giden 4 genç kadının başından geçen lanetli olayı anlatmakta.Devasa bir tatil köyünde geçen film konuşmalar eşliğinde ilerliyor.Hemen hemen tüm Jesus Franco Filmlerinde olduğu gibi pek gore sahnesi olmasa da seksüel sapkınlık üzerine oldukça güzel sahneler yer almakta.
Konusuna gelince;İspanya kıyılarında yer alan bir tatil kasabasında süre gelen lanet oranın insanı kaçırmış ve hayalet kasaba oluşmasına neden olmuştur.Kasabayı ele geçiren satanik tarikat,kadınları kaçırıp seks ayinleri düzenlemekte ve terör estirmektedirler.
Bu olaylardan habersiz olan dört genç kadın kasaba yakınlarındaki tatil köyüne yerleşirler.Otelin bomboş olmasından şüphe duysalar da daha sezonun açılmadığını düşünerekten pek umursamazlar.
Sahilde çıplak güneşlenirken bile nereden geldiği belirsiz olan bir balta bile onların neşesini kaçıramaz.Kızlardan biri 2.gün çevre keşfine çıktığında ortadan kaybolur.Tabi ki satanik tarikatın zulmüne uğramıştır.Diğer kızlar ilk baş tereddütte kapılsalar da köy de sikişecek birini bulduğunu düşünerek umursamamışlardır.Bir kaç gün sonra aralarından biri daha ayrılır.
Otel lobisinde Carlos Savonarola adlı genç adamın garip davranışlarından şüphe duymaya başlarlar.Carlos işin aslında satanik tarikatın başıdır.Ve bu tarikat tanrıçasını aramaktadır.Bunu bulmanın yolu ise sayıca 12-13 yeniden dirilmiş bedenin tecavüzünden sonra hayata kalacak kadındır.
Bu tarikat üyelerinin pek bir amortisi yok Armando Osorio'nun Blind Dead serisindeki zombilerin benzeri.
Film bu şekilde süre gelmektedir ve final de Romay ölüler tarafından defalarca tecavüze uğrar ve hayata kalır.Bunu gören ölüler ele geçirdikleri kiliseyi terk ederek ortadan kaybolurlar.
Filmde en vurucu mevzulardan biri kanımca Carlos'un oteldeki odalardan birinde esir tutuğu seks kölesidir.Her daim işkence içinde kadını cezalandırır.Hatta bir kaç gün aç bıraktıktan sonra leziz yemekle onun ödüllendirecekmiş gibi yapıp yemeğe kadının gözü önünde fare ve böcek zehri boşaltması ayrı bi zalimlik örneğidir kanımca çok gore/porngrind işi.
Daha önce Jesus Franco filmi izlemediyseniz bu tanışmak için iyi bir seçim olmaz ancak Jesus Franco severlerin mutlaka izlemesini tavsiye ederim.Son olarak da porngrind ve Sadezim felsefi işleri koşturanlara göre 10 numara bir yapıt olduğunu belirtmekte fayda var.
Lord magius/Haribo extreme culture aittir.