Kapıların açılıp,
Batı'nın parlak kırmızı kutulu içeceğinin sofralarda görünmeye başlaması aynı
zamanda; "ekonomik mucize" diye tabir edilen yirmi yılın
başlamasıydı. 1950'lerden sonraki bu dönem Japon günlük hayatında tüketim
malzemelerindeki artış, rock'n'roll, motosiklet, sinema ve boş vakitlerin çoğalmasına
delaletti. Bu değişim, beraberinde eski/geleneksel ile yeni/modern olanın
çarpışmasını yarattı. Ama bozulan, yıkılan her şey günün sonunda doğal akışa
karışacak ya da terbiye edilecekti. Günlük hayatta Amerikan aleyhtarları bunu
tamamen gerçekleştiremeseler de, toplum terbiye teşebbüsleri; yükselişteki
cinsel istismar sineması ile birlikte bütün fantezi ve sapkınlığıyla beyaz
perdeye yansıyacaktı.
Devamını okuyun...>>