18 Kasım 2014 Salı

Sweet Kill aka The Arousers (1972)



Tutku sözcüğü duygusal yaşamda düşünce, davranış ve eyleme yansıyan, belirli bir sınır ve ölçü içinde kişiliği geliştiren, olgunlaştıran bir güçtür. Latince de ise hareket, irade ve yargıları aşan güçlü bir coşku anlamına gelir. Peki, bir insan öldürme eylemine yürekten bağlıysa sanırım kan dondurucu bir hale bürünür. Sweet Kill (1972) de bunu konu almaktadır.



Bu yazı 17.11.2014 tarihinde Radiorgasm.net adresinde yaptığım Deli Lordun Günlükleri adlı programdaki konun detaylandırılmış halidir. İsteyenler listeyi yayın akışıyla birlikte takip edebilirler.
   
                               ''Radyo yayını dinlemek için buraya tıklayınız''


Psikoloji de tutku kısaca, kişiliğin derinliklerinden gelen, değişmesi zor bir davranış biçimi olarak tanımlanmıştır. Psycho (1960) sonrası korku sineması örneklerinden biri olan Sweet Kill, bu kopya örneklerden biri. Yönetmenliğini Curtis Hanson yapmakta, Oyuncu kadrosunda ise Tab Hunter, Nadyne Turney, Isabel Jewell ve Roberta Collins gibi isimler yer almakta. Korku sineması için ilerleyen yıllarda önemli bir figür haline gelecek olan Tall Man lakablı Angus Scrimm’de bu filmde küçük bir rolde karşımıza çıkıyor.



1960 ortası ve 1970 sonu arasında sinema endüstrisinin geliştiği ülkelerde fazlasıyla bu tarz örnek görmekteyiz. Ancak Sweet Kill de gördüğümüz önemli bir durum var 1960 Psycho’dan 1980 Dressed to Kill adlı film arasında bir bağ oluşturduğunu düşünüyorum. Bunu bağı özetlersek, Alfred Hitctcock’un seyircilere sunduğu Psycho’da annesine düşkün bir olan Norman Bates’ın sadece sosyal ilişki olarak kadınlarla olan ilişkisini izleriz. Sweet Kill ise bizlere sofcore - porno tadında bir seyir zevki sunar. Dressed to Kill’de ise katilin bu yönelimin asıl nedeni tam olarak açıklanmaz. Ancak Bu filmde Tab Hunter’ın canlandırdığı Eddie Collins karakteriyle, Dressed to Kill filmdeki Robert Elliot arasında gözle görülür benzerlikler bulunmaktadır.



Sweet Kill ya da diğer ismiyle The Arousers ‘a dönecek olduğumuz da cinsel problemler yaşan Eddie’nin kadınlarla olan ilişkilerini izleriz. Eddie çekici bir gym koçudur ancak nedeni tam olarak belli olmasa da filmde vurgulandığı kadarıyla annesine olan düşkünlüğünden dolayı kadınlarla ilişkiye giremez. Hatta zaman zaman gittiği bir hayat kadınıyla kendi yöntemiyle ilişkiye girer. Aynı annesine yaptığı gibi kıyafetlerini değişirken kendini izler ve daha sonrasında göğsüne uzanır ve kadının vücudunu okşar. Bu durum arkadaşlık kurduğu birçok kadında cinsel hayal kırıklığına yol açar ancak bu durum tatlıya bağlanmak yerine eddie’nin vahşetine dönüşür.

Bu tarz sleazy ya da sexploitation olarak adlandırılan filmlerde oldum olası büyüleyici gelmesinin birçok nedeni var ancak Sweet Kill adına konuşmamız gerekirse film içinden şöyle bir sahneyle örnekleyebiliriz. Eddie bir bayanın evine konuk olur. İçkiler içilirken ev sahibesi pick-up’a bir plak yerleştirir ve dans etmeye başlar. Bu durum düşünüldüğü zaman bir açıdan gerilim yaratan, bir diğer açıdan da gerçeklikten bir nebze uzaktır. Ev sahibesi başına geleceklerden habersiz olarak flörtüz tavırlarla dans ederken birkaç dakika sonrasında katledilebileceği  farkında değildir.



İdeal gerilim dozu, düşük kan oranı ve bol çıplaklık içeren sahneleriyle Sweet Kill cinsel haz hissini şiddet yoluyla alan bir adamın yaşamını gözler önüne seriyor.


Lord magius/Haribo extreme culture aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails