27 Kasım 2014 Perşembe

Bir Aile Portresi : The Texas Chainsaw Massacre (1974)







The Texas Chainsaw Massacre (1974) adlı film bir kurmaca mı ? yoksa Amerikan tarihinin kendisiyle yüzleşmesi mi ? . Tobe Hopper bizleri kandırmış olamaz. Eğer bu durumun bir kurmaca olduğuna inanıyorsanız kendinizi kandırmakta öteye gitmiyorsunuz demektir.



Defalarca re-make versiyonları çekilen bu film ilk versiyonu defalarca izleseniz de bana mısın demiyor.Aynı heyecanı,korkuyu ve gerilimi ilk kez izliyormuş gibi hissedebileceğiniz yapımlardan biri.Hatta şu günlerde tekrar sinema salonlarında gösterime girse yeniden ortalık ayağa kalkar çünkü ister inanın , ister tüm bu anlatılanların koca bir yalan olduğunu düşünün. Aradaki farkı anlamak için yapmanız gereken sadece etrafınızı incelemek olacak.
 

                          Gerçek Bir Amerikan Ailesi Portesi


İnsanlık bir süreden beri tüketime dayalı yaşam ve hayat şartlarını temel olarak yaşamını sürdürmekte.Bu koşullar altında insan tüketilebilen bir madde olarak yer almıyor mu ? . Bu piramidin en tepesinde insan yer almıyor mu ? .Yoksa en tepede medeniyetin yaratığı bir canavar mı var. Bu filmde yer alan Leatherface ve mütevazi, taşralı ailesi gibi.

Şehir hayatının hayatının uzağında doğa ile iç içe mutlu huzurlu bir hayat. Kapitalist düzen içinde doğanın en bilindik pazarlama yöntemlerinden biri. Ne kadar da büyüleyici. Bir şehirlinin gözünden taşra hayatı bundan öte değil. Peki ya sıkışmışlığın kendine has düzeni ya da çocuksu bir oyunu andıran sapkınlıkları ? . Bir şehirli bunları kaldırabilir mi ? Aynı ülke sınırları üzerinde birbirine tamamen zıt yaşam alışkanlıklarına sahip vatandaşlar nasıl oldur da bir arada yaşaya bilir ? 

Halbuki süper kahramanlara özenen şehirli küçük bir veletten farkı nedir ki Leatherface'in . Yaratıcılığını sergilemek için herhangi bir akademiye yerleşmesi mi gerek ? Her anı sanat değil mi onun ? . Tüm cinayetleri ve arta kalan ceset parçalarıyla yaptıkları bir çağdaş sanat eseri ya da performansı olarak algılanamaz mı ?. Otostopçu abisi ya da huysuz babasının ne gibi bir anormalliği var ki . Ölümsüz büyük babası evlerinin direği değil mi ? . Tüm bu gördüklerimiz şehirli aile yapısından farksız. Peki fark nerede ?



Tüm bu tabloyu değiştiren şehrin renkli ışıkları mı ? . Yoksa onların durumu daha mı sağlıklı ? . Ne de olsa yapaylık içinde yaşamaktalar. Sadece maskeleri başka insanların derilerinden değil. Daha kabul edilir beslenme diyetlerine sahip gibi gözüküyorlar ve birebir ilişkiye girdikleri insanları öldürme nedenleri başka.

Yaşadığımız post-modern dönemde eklemli olarak her şey kabullenilir haldeyken moderniz mi armağanı olan bu durum mu tuhaf olarak adlandırılmalı ? 


Lord magius/Haribo extreme culture aittir.

Not: Bu yazı ilk olarak 24.11.2014 tarihli Radiorgasm adresine yayınlanan Deli Lordun Günlükleri adlı programda okunmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails