2 Ocak 2010 Cumartesi
Nosferatu,eine Symphonie des Grauens (1922)
Vampiler,kan emiciler ve lanetli ölümsüzler yüzyıllar boyunca insanoğlu üzerinde korku saçmış ve hala belirli bir algı yaşına gelene kadar da saçmaya devam etmektedir.
1890'lı yıllar da Bram Stoker'ın yazdığı ünlü Dracula romanı ile vampirler sanat için ayrı bir hal almıştır.
Kötülüğün göstergesi olan bu kana susamış vahşiler 18.yüzyılın sonlarında ve 19 yüzyılın başların da sembolize edilerek kullanılırken ilk ve en eski dışa vurumcular dan olan F.W Murnau tarafından doğada ki görünümün dışında gaddar ve ahlaksız bir halde ele alınmıştır ve böylece 1922 itibari ile vampirler sinema perdelerin de gözükmüşlerdir.
Hernik Galeen tarafından Bram Stoker'ın hikayesinden uyarlanan Nosferatu,kanımca gelmiş geçmiş en korkunç vampirdir.
Max Schreck tarafından Graf ''Kont'' Orlok yani Nosferatu karakteri canlandırılmıştır.Korku filmi tarihin de ki ilk kötü adam olma ünvanına da sahip olan Schreck,o dönem de canlandırdığı karaketerleri bulunduğumuz dönem de dahi oynanmasının hiç kolay olmadığı kesin.
Sesiz film olan Nosferatu'nun izlenirliği ve akıcılığı gayet yüksek.Orjinalin de fon da klasik müzik tansiyonu artırmakta.Sonra ki yıllarda çıkan editli versiyonlarında ise daha farklı atmosferik müzikler filme eşlik etmektedir.
Filmin konusu bilğimiz diğer vampir hikayeleri ile aynı giriş-gelişme ve sonuçlardan oluşmakta.
Thomas Hutter Almanya'nın Bremen'e bağlı Wisburg isimli küçük bir kasabasında karısı Ellen ile birlikte yaşamaktadır. Transilvanya'da yaşayan Kont Orlok'dan bir mektup gelir. Bazı sembollerle dolu bu mektubu Renfield isimli kişi Hutter için okur. Zengin bir kişi olan Kont Orlok ile emlak anlaşması yapmak için Hutter Transilvanya'ya gidecektir. Kont Orlok, Karpat Dağlarının eteklerinde yaşadığını ve şatosunun yerini mektupta belirtmiştir. Büyük bir heves içinde Kont Orlok ile emlak anlaşması yampak için giden Hutter karısı ile vedalaşıp hazırlanır. Almanya'dan Transilvanya'ya doğru yola çıkar. Ellen, Hutter'in Transilvanya'ya gitmek istemesini yine de pek hoş karşılamaz.Kont Orlak'ın ziyaretine giden Hutter için artık hiç bir şey eskisi gibi olamayacaktır....
Film de en çok dikkatimizi çeken görsel öğe kuşkusuz gölge oyunları.Kont Orlak'ın gözüktüğü sahneler de ki muhteşem gölgelendirmeler o tarihte USA sinemasınde yer almamaktadır.Böylece Avrupa sinemasının korku filmleri adına ne kadar ileride olduğunu rahatlıkla görebilmekteyiz.
Gene Nosferatunun gaddarlığını attırmak adına yapılmış olan oldukça sade ve bir o kadar da etkili olan makyajı,günümüzün abartılı efektlerinden daha etkilidir.Kulaklarının sivriliği,uzun tırnakları,bozuk dişleri ve gözlerinin altına çekilmiş olan sürme ile Max Schreck oyunculuğunun birleşmesi yeterli olmuş.
Filmde yer alan en çarpıcı üç sahne var ki görsel açıdan had safada.İlki nosferatunun tabuttan kalkış sahnesi.İkincisi soluk kesen kapıda dikildiği sahne , en gaddar ve insana korkuyu hissetiren ise üçüncü bitmek bilmeyen merdivenlerden çıkış sahnesi.
Gerçek bir vampir filmi izlemek istiyorsanız kuşkusuz aradığınız film Nosferatu;günümüzün eşcinsel ve karı kılıklı vampirleri ile uzaktan yakından kan bağı olmayan Nosferatu,en ilkel korkularınızı yeniden su yüzüne çıkartıcaktır.
Lord magius/Haribo extreme culture aittir.