15 Mayıs 2011 Pazar

Kanla yıkanmış bedenler,Dev ve Fare


Tüm gece rüyalarımda seninle uğraştım.
Gerçeklik ve rüya arasında gidip geldim.
Ansızın değişti.
Kan yağmaya başladı.Yüzümde,avuç içlerimde ve hatta ağzımda kan tadını hissediyordum.
Etrafımı betonlar sarmaladı.Kafamı kaldırdım.
Tavana çivilenmiş cesetlerden geliyordu kanlar.Taze cesetler.
Kapı belirdi önümde.Ardından tanımadığım insanlar ellerinde bir kaç parça kağıtla yanıma geldiler.
Sıra ile o kağıtlarda yazanları okudum.Şiirler vardı.Hepsi de resim gibi.
Kurtulmak istedim o odadan çıkamadım.
Sonra babamın geldiğini hatırladım.Onunda elinde bir kaç parça kağıt vardı.
Bir takım şiirler...
Çeşit çeşit.
Sonra odanın içinde masa belirdi.Ardından küçük bir kafes ve kağıt-kalem.
Masanın başına gittim.Kafesin içinde bir fare vardı tavandan damlayan kanlarla keyifleniyordu.
Yaz hadi ne duruyorsun dedi.Ne diyorsam onu yaz.
Yazdıkça yazdım.Ne diyorsa onu yaptım.
Kadınlardan bahsediyordu.İnsan kadınlara olan tutkularından bahsedip durdu.
Vajinal kokunun tahrik ediciliğinden bahsetti ve sonra bir seferinde bir kadının vajinasında geçirdiği geceyi anlatı.
Dayanamayıp tüm vajinayı içten dışa doğru kemirmiş.
Anlattıkça o yazdıkça da ben keyifleniyordum.
Onun hissettiklerini hissetmeye başladım.
Güneş doğdu birden.Etrafımı çevreleyen duvarlar silindi gitti.
Tam karşımda bir ada belirdi.Adanın zirvesinde Bir ev.
Işıkları yanıp sürüyordu.Fare omuzumdaydı.Git oraya dedi.
Sahile indim.Denizin içine doğru yürümeye başladım.
Dipten yürüyordum.Deniz kızları vardı.Kayalıkların etrafında.Panik içinde birbirlerine bir şeyler anlatıyorlardı.
İlerledikçe derinleşiyor derinleştikçe karanlığın kucağına doğru ilerliyordum.
Yüzmek istedim ama sadece yürüyebiliyordum.
Arkamı dönüp baktım.El sallayan insanlar vardı arkamdan.Tanımıyordum hiç birini.
Adaya çıktığımda hiç bir şey yoktu etrafta.Tepeye doğru baktım.Bomboştu.Gök gürültüsünü andıran bir ses geldi.
Sen kimsin ?
Kayanın arkasına saklandım.Yer sallanmaya başladı.Bir gölge belirdi.Güneşi kapatıyordu.
Kafamı kaldırıp baktığımda karşımda bir dev vardı.
Elini uzattı.eline tırmandım.Yüz hizanına geldim.
Uzun uzun baktı bana.Sen beni yok etmek için gelen genç adam değilsin dedi.
Konuşamıyordum.Uzun uzun baktım ona.
bana bakıp bakıp kahkahalar atıyordu.Her attığı kahkahada güneş daha çok ısınıyordu.
120 insan boyundaydı.İnsanların inşaa ettiği tüm binalar onun yanında cüce gibi kaldı.Biz insanlar ise pire.
Bana yardım et insan dedi.Bana yardım etki sana benim güçlerimi vereyim.Sen kurnazsın,bilgesin bense et beyin.
Sen istiyor sadece git ve bana 3 güzel getir.Bu 3 güzeli sen seç.3 farklı güzel.
Kafamla onayladım.Beni geldiğim yöne doğru fırlattı.
metrelerce yuvarlandıktan sonra kendimi bir çukurun içinde buldum.Derin bir çukurdu.Gene fare belirdi.
Beni takip et seni buradan çıkartacağım dedi.
O kazdı ben peşinden gittim.
Güneşli pırıl pırıl bir yere çıkmıştık.
Ne yapacağımı bilmez haldeyken güneşin neşeli pırıltıları keyfimi daha çok kaçırıyordu.
Karanlık havalar her zaman daha keyifliydi benim için.
Devin istediği 3 güzeli aramaya koyuldum.Aradıkça ulaşamıyor.Ulaşamadıkça sinirleniyordum.
Aramaya devam ettim ve bu böyle süre geldi.Sabretmem gerektiğini bir an hissetim.
Sakinleşip etrafıma bakındım.
Derken gözlerimi açtım.Saate baktım ve tek uykuya koyuldum.


Lord magius/Haribo extreme culture aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails