11 Mayıs 2011 Çarşamba

House of the Mortal Sin (1976)




Sadizm ve günahkarlığın en kanlı görüntülerini sergileyen başlıca isimlerden biridir Pete Walker.İngiliz  düşük bütçeli film yönetmenlerinin başını çeken Walker,maliyeti azaltmak için çok ince ayrıntıları bile gözden kaçırmıyor.Hatta bunun en belirgin hali ise gündüz çekimlerinin dahi karanlık olması.


House of Whipchord (1974) 'un ardından 1976 yılında House of the Mortal Sin filmiyle gene kan donduruyor.


Bir çok korku filminde senaryosunu yazan David McGillarvy ile senaryoyu paylaşmışlar.Başta kötü adam karakteri olan Xavier Meldrum'ı Peter Cushing oynamayı kabul etmiş.Daha sonra senaryoyu okunduğunda öfkeyle karşılayıp,rolü geri çevirmiş.Kanımca şaşırtıcı bir durum değil.Cushing'ın genel olarak aldığı rollere baktığımız da bu filmde oynaması kariyerini farklı boyuta sürüklemesi içten bile değil.

Buna rağmen Walker'ın son filmi olan House of the Long Shadows (1983) diğer korku kralları ile yer almakta.

Durum böyle olunca Cushing'ın yerine birçok hollywood filminde de yer alan Anthony Sharp yer alıyor.




Kurbanlar kadrosunda ise Susan Penhaligon,,Stephanie Beacham ve Norman Eshley boy göstermekte.

Sıra dışı senaryo ve kurguya sahip olan House of  Mortal Sin,House of Whipchord'dan daha gaddar olduğu kesin.Sahneler aktıkça da heyecan ve gerilim oranı bir o kadar artıyor.

Yedi günahtan biri olan Şehvete karşı şeytani bir kibirle savaş açan rahip Meldrum kurbanları olarak genç insanları seçmekte.Evlilik dışı ilişki yaşayan kadınları cinsel ilişkiye zorlayan ve tehdit kasetleri kaydeden Meldrum ,insanların en güvendiği tanrının evindeki kötülüğün efendisi gibi bir tavır sergilemekte.Meldrum karakterindeki yaklaşım anlayışı ise farklı bir Ed Gein bakış açısı.Tıpkı diğer Ed Gein uyarlamalarında olduğu gibi insanların güvendiği ve kurbanlarını sapkınlıkları yüzünden kendince cezalandıran bir tavır sergilemekte.



Filmde ise bize kurban olarak seçtiği Jenny Welch'ın başına gelenler izletiyor.Kısaca söylemek gerekirse Genç Kadının hayatını sikiyor.Birlikte yaşadığı sevgili Terry'ın evden ayrılmasıyla alt-üst olan Jenny birileriyle acısını paylaşmak ister ancak çevresindekilerden bu karşılığı alamayınca şuursuzca kilisenin yolunu tutar.Başta yeni rahip olmuş eski bir arkadaşı olan Benard Cutler'ı görmek için gittiği kilisede farkında olmadan günah çıkarma kabininde yerini alır ve savunmasızca Meldrum'un tuzağına düşmüştür.Rahip ile aralarında geçen tartışmadan ablasına bahsetse de ablası ona inanmaz.

Ablasının yaklaşımı ise şudur:Bir rahip öyle bir iş yapmaz.

İnsanların en güvendiği yerlerden biri olan din kurumlarının içi durumunu ve din adamlarının yasaklar karşısında ki çaresizliğini en ekstrem şekilde göz önüne seren House of the Mortal Sin'de ki tek kötü olan nokta ise çekimlerin fazla karanlık olması.Filmi izlerken ekran ayarlarıyla bir süre mücadele etmek sorunu çözüyor.


Filmdeki vaftiz topu ile işlenen cinayet ve tespih ile boğma sahnesi görülmeye değer.Öte yandan tabi ki de filmin odak noktasında olan Jenny Welch ise dünya gözüyle cehennem azabı çekmekte.

Son olarak filmi izlemek için yönetmenin adının yeterli olması bir yana filmin tarzındaki bir çok filme karşın farklı senaryosuyla kesinlikle izlenmeli.

Not:Peter Walker Black Metal,Black/Death,Satanic Death Metal gibi bir çok tarza vakti zamanında çektiği filmlerle hizmet etmiş.

Lord magius/Haribo extreme culture aittir.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails