30 Mart 2011 Çarşamba
Motörhead Gelmiyor :(
Motörhead Tur Listesi Linkinden baktığımızda çok sevinmiştik. Resmi sitelerinde görünce çok accaib sevinmiştik. Gel gelelim resmi sitelerinde açıklama yapmadan değişiklik yapılabilir diye bir ibarede var. Olan oldu ve resmi sitelerinden Türkiye konserini kaldırmışlar. Haliyle Motörhead Türkiye'ye gelmiyor. Resmi sitelerinde Turkey diye yazdığını görmek büyük bir heyecandı. Gelmiycek olmalarına çok üzüldük tabiki. Rock N Coke resmi bir açıklama yapmadı. Yakında yaparlar herhalde.
Devamını okuyun...>>
Motörhead Geliyorrrrrrrrrrrr!!!!!!
Bu yaz düzenlenecek olan Rock'n'Coke festivalinden şaşırtıcı açıklama geldi.Motörhead'n resmi sitesinde de yer alan 16.07.2011.Ölmeden önce tüm kazımacıların izlmesi gerek bir konser olduğu kesin.
Motörhead tur tarihleri
Devamını okuyun...>>
29 Mart 2011 Salı
Messer Chups-Bermuda 66 (2011)
Rusya çıkışlı Messer Chups,yaptıkları farklı müzikle B-movie'nın her türlüsüne yer vererek oldukça eğlenceli ve benzersiz bir işe ortaya koyuyorlar.
Geçtiğimiz senede ülkemizde sahne alan grubun sahne performansı da gayet iyi.
Geride bıraktığımız ayda yayımladıkları Bermuda 66 ile 11.albümlerini yayımlayan grup 2000'den bu yana boş geçmiyorlar.Surf rock tabanlı müziklerinin üstüne psychobilly,soft-jazz ve sirk müzikleri gibi farklı bir kaç tarzı birleştirerek genel de enstrümantal parçalarla dikkat çeken grup ise kendini post-easy listening tarzından tanımlamakta.
Grubun tarzı böyle olunca Extremeharibo sayfasında yer almasının nedeni ise korku işlerini koşturmaları oldu.
3 kişilik olan grubun kadrosu ise şöyle;
Oleg Gitaracula-Gitar
Zombierella-Bas/Vokal
Chupacabra Drummer-Davul
Tarzı ne olursa olsun korku işlerine bakanların çetelesini tutmak bize kalıyor.Neva stüdyolarında kaydettikleri albümünde 15 parça bulunmakta.
1.Daphne Blue Laggon
2.Lipstick Twamg
3.Swamp Farming
4.Back to the Bermuda Triangle
5.Dead Down Comedy
6.Chupacabra Twist
7.Man in Caiman Boots
8.Jason Bond 0013
9.El Zombierello vs. Octopus Man Attack
10.Authentic Bloodsucking Melody
11.Voodoo Man
12.Aquanatic Business
13.Hollywood Devils
14.Caligari Shadow
15.Animal Women
Sol Rac tarafından tasarlanan albüm kapağı grubun tarzın gayet yakışmış.Sonsuz eğlenceli bir sound'a sahip olan grubu dinlerken,karanlık ve gizemli dünyaların en kötü adamlarıyla aynı havayı soluduğunuzu hissediyorsunuz.
Önceki albümlerine göre vokal çok az yerlerde var her zaman ki gibi kahkahalar,çığlıklar,korku efektleri yer alıyor.Albümde yer alan tüm parçalar gayet güzel.
Farklı müzikleriyle oldukça cezbedici bulduğum Messer Chups mutlaka dinlenmesi gereken bir grup.
Lord magius/Haribo extreme culture aittir.
Devamını okuyun...>>
Etiketler:
Albüm Analizleri,
Bermuda 66,
chupacabra,
Messer Chups,
oleg gitarcula,
psychobilly,
Punk,
surf rock,
Zombierella
28 Mart 2011 Pazartesi
27 Mart 2011 Pazar
26 Mart 2011 Cumartesi
Brutalcore'dan bir Split daha
"Surgical Murder" adlı 3 grubun bulunduğu yeni Split'te Brutalcore Aktarma Suicide (Philippines) ve Morbid Devourment (Indonesia) ile boy gösteriyor.
Tracklist:
*Aktarma Suicide ( www.myspace.com/aktarmasuicide )
01 - Brutality Killings After Coitus Interuptus
02 - Injecting Antidote To Oro Hydrocephalus
03 - Vulvo Urethral Contraction
*Morbid Devourment ( www.myspace.com/morbiddevourment )
04 - Cotard Delusion
05 - Malignant Narcissism
06 - Pavor Nocturnus
*Brutalcore ( www.myspace.com/brutalcore )
07 - Survivor
08 - No Warning Shot (Six Feet Under Cover)
09 - You Will Die
Devamını okuyun...>>
Etiketler:
Aktarma Suicide,
Brutal Death Metal,
Brutalgore,
haberler,
Morbid Devourment,
split,
Surgical Murder
25 Mart 2011 Cuma
Armoured Angel - Wings Of Death (1989) [demo]
Avustralya'dan speed/thrash adına çıkmış en iyi demo nedir derseniz, karşınıza 1989 yılında kaydedilmiş "Wings Of Death" belirme ihtimali oldukça yüksektir, yok öyle yaka paça şekilde de değil, gayet kendinden emin ve asil biçimde....
Avustralya kültü grup Armoured Angel'ın kötü bir işi yoktur, sadece diğer işlerine nazaran "daha iyi" işleri vardır. "Wings of Death" demosu benim en çok sevdiğim işi olmuştur. Grup ilk 2 demoda speed/thrash icra etmiş daha sonra "Stigmartyr" 7 liği ile death metal alanına geçmiştir. Ve bu türde de oturaklı, kalender ve aynı zamanda karakterli işler üretmiştir. Grubun tarzı değişse de vokalde fazla bir değişiklik olmamıştır vokal değişse de. Vokal speed/thrash dönemide de sert, kaba bi stile sahipti, ki bu benim çok işime gelen birşeydir.
M-A'ya baktığımızda Armoured Angel'ın Alchemist ile beraber Avustralya'nın "Metal for the Brain" adındaki metal etkinliğini kurmakta sorumlu olduğunu görüyoruz. Ne demektir bu ? Bu ada için büyük sorumluluk altına girmiş olduğunu tescil ettirmiştir diyebiliriz. Zaten baştan beri kazıması klas ve nizami olan bir gruptu. Dolayısıyla başlık parası gibi duracak hali yoktur !
Demo'daki elemanlara bakalım;
Bas: Glen "Lucy" Luck
gitar: Matt Green
Davul/vokal: Joel Green
"Wings of Death" demosu 4 parçalık bir kasettir. Burada genelde mid-tempo yol alan besteler duyacaksınız. Kayıt demoya göre temizdir, bası da algılayabilirsiniz. Speed ya da Speed/thrash grupların çoğunluğunun vokali berbat çığlık çığlığa olduğu için bu yeraltlarından fışkırıp elimize geçtiği için bizi sevindirdi. Adadan çıkmış yüzlerce grup yoktu, ve genelde de boş gruplar çıkmazdı. Slaughter Lord, Hobb's Angel of Death, Martire.. hep ekstremliğin peşinde koşturmuş, isimlerini zirveye kazımış gruplardır, hiçbir zaman unutulmayacaklardır.
Parçalara gelirsek;
A yüzü: 1. Armoured Angel 2. Madame Guillotine
B yüzü: 3. Christian Slaughter 4. Crush, Kill, Destroy
Tema satanizm üzerine kurulmuştur, parça isimlerinden de bu karşıtlık, isyankar tavır bellidir. Kutsal olarak kabul edilen şeyleri boz, yak, kavur. Hristiyanlığa karşı ağır nefret, karşıtlarına sagılar sunmaca konsepti grubun raconudur.
Gitarlar 1989'a göre modern değil, kirli ama duyulabiliyor tüm riffler ve sololar, gömülü kalmamış. Sadece biraz daha öne alınabilirmiş. Çok klas akılda kalıcı rifflere ev sahipliği yapmakta olduğu kuşkusuz bir gerçek kaset boyunca. Girdap gibi kavurucu yerleri olduğu gibi, uzun soluklu orta tempo gidilen yerlerin nasıl geçtiğini farkına varamayacaksınız. Komplike karışık beste düzenleri olmasa da bağlayıcı güzel geçişlere sahip gitarları var. 4 parça da birbirinden farklı zamanda bestelenmiş gibi, yani farklı fikirlerden yola çıkıldığını söylüyor size uzatmadan. Bunu iyi olarak değerlendirebilirsiniz, çünkü zaten yapılabileceğin en iyisini yapmaya çalıştıklarını görüyorsunuz, ve sonuç hiç de sıradan değil.
Davul, gitarın dispanseri desek yanlış olmaz. Her an ortamın kızışmasını sağlayan alt yapıyı oluşturuyor. Tremelo çekişleri, hayet saydırmalarıyla bir an bile boşluğa düşmemeniz için elinden geleni yapmış Joel Green kişisi, ki aynı anda o sadistik vokalleri yapıyor. Spa spalar eşliğinde vokal partları okuyuşları çok güç, dahiyane kişilik gerektirdiğinden söylemiyorum. İşinin hakkını oldukça vermiş...
Baslar arkadan az da olsa algılanabiliyor olması demo için kötü olamaz. Gitarın ardını iyi beslemiş, ve bazı yerlerde iyi senkoplar hazırlanmış.
Size Avustralya adasından çıkmış bir kilometre taşından bahsettim. Thrash fanatiklerinin oldukça ilgisini çekecek bir yapıt olduğu kanısındayım. Bu demodan sonra bir daha asla böyle olmadılar, ve grupla tanışmamışlara önerim bu demo ile başlamasıdır. Old skool ruh hastasıysanız zaten biliyorsunuzdur, bilmiyorsanız arşivinize kazandıracağınız önemli bir iş var karşınızda.
Devamını okuyun...>>
Etiketler:
1989,
Albüm Analizleri,
Armoured Angel,
demo,
Speed metal,
Thrash Metal,
wing of death
24 Mart 2011 Perşembe
23 Mart 2011 Çarşamba
En seksi Uzay Kadınları
Barberella (1968)
Jane Fonda'nın baş rolde yer aldığı belki de en meşhur uzay kadını filmdir.Tüm seksiliğiyle kötülüğün başı Durand-Durand ile amansız bir mücadele içinde olan Barberella aynı zaman da en meşhur düşük bütçeli filmlerden de biridir.İlk başta bir porno film olarak çevrilmesi düşünülse de daha sonra çıplaklık içeren bilim kurguya dönülmüş.Biz izleyenlere ise filmin başında ki striptiz sahnesinin tadını çıkarmak kalıyor.
Satrun 3 (1980)
Kirk Douglas,Farrah Fawcett ve Harvey Keitel'ın rol aldığı 1980 yapımı Saturn 3,genel bilim-kurgu sinemasında kenarda kalmış bir film.Kanımca 80'de değil de 70'ler de çekilmiş olsa olay yaratacağı kesin olan yapım Farrah Fawcett'ın canlandırdığı Alex
karakteriyle listede yerini alıyor.Kırk Douglas'ın manitası rolündeki Alex diğer tüm uzay kadınlarından aykırı olarak eşine sağdık bir görüntü sergiliyor.Film boyunca Forbidden Planet'teki Alta'ı andırıyor.
Forbidden Planet (1956)
Barbarella'nın üstüne basa basa söylediği gibi dünyada ki gelmiş geçmiş en iyi bilin kurgu filmi kesinlikle Forbidden Planet'tır.1956 yılında yayımladığında kesinlikle ortalığı ayağa kaldırması bir yana sinema dünyasın da ilk uzay kadını da bu film de gözükmekte.Alta adındaki uzay kadını ise Anne Francis canlandırıyor.Barberella ve Alex'ın anası gibi de diye biliriz Alta için.Dr.morbius'un güzel kızı alta kesinlikle bir o kadar da seksi.
Total Recall (1990)
Bilim-kurgu da çığır acan filmlerden biri olan Total Recal farklı bakış acısı ve güzel kurgusuyla uzayın derinliklerin de ki kırmızı gezegen Mars'tan sıra dışı mevzular içermekte.Film de Sharon Stone'un canlandırdığı Lori karakteri dışında,4 memeli seksi mary ve sapkınlık arayanlar için ise cüce thumbelina boy göstermekte.
Starcrash (1978)
David Hasselhoff'un boy gösterdiği bu Star Wars sonrası filmlerden biri olan Star crash,baş rol de yer alan Stella Star ile listenin en klas düşük bütçeli yapımı olmayı hak ediyor.Rakipleri olan Star wars ve Battle star Gallatica'dan sınıf olarak aşağıda olsa da seksi bir uzay kadını mevzusu olduğunda ikisini de nakavt ediyor.
Bir Hammer yapım kadını olan Caroline Munro'nun canlandırdığı Stella Star gerçekten göz kamaştırıcı.Meşhur çizgi Roman Vampirella'ı andıran Stella Star,ilerleyen yıllarda gelecek olan italyan bilim-kurgu kadınlarına da örnek teşkil eden bir isimdir.
Sex Wars (1985)
Star Wars uyarlaması olan Sex Wars Dünyayı kurtaran adam tadın bir yapım.Star Wars 1 ve 2'nin birleşimi tadındaki pornografik uyarlamada,Princess Orgasma (Laurie Smith)
ve Princess Layme(Robin Cannes) aklımızı başımızdan alıyor.Kötülüklerin efendisi lord Balthazar'ın sonsuz seks işkencesine karşı mücadele eden güzeller.Uzay kadınlarının
en seksi yüzlerindendir.
Emmanuelle in Space (1994)
Meşhur Emmanuelle serisinin uzay ayağında Emmanuelle rolünde Krista Allen yer alıyor.Tüm şehvetiyle yedi bölüm boyunca yüksek seyir zevki sunan Emmanuelle,uzaylıları da baştan çıkartıyor.Bir kısmının uzayda bir kısmınında dünyamızda süre geldiği seri kesinlikle izlenmeli.
Cinderella 2000 (1977)
George Orwell'ın 1984 romanıyla Cinderella öyküsünü birleştiren bu ekstra uçuk film de,robotlar tarafından gözetlenen insanlar seksin yasaklı olduğu bir evrende yaşamaya çalışmaktalar.Filmde dikkatleri üstüne çeken kadınlar ise the widow,cindy ve stella.
Nude on the Moon (1961)
Tarihe adını altın harfler ile kazımış bir diğer filmde 1961 yapımı olan Nude on the moon.Aya gönderilen iki araştırmacının başından geçen macerayı anlatan film.Görsel çıplaklık,komedi ve erotizm adına bilim kurgu filmleri arasında çok dışlanmış olsa da b klasmanda yeri gayet sağlam.İlk dönem sexploition örneklerinden olan Nude From Moon'da ise sexy uzay kadını ay tanrıçası rolunde ki Marietta.
Battle Beyond the Stars (1980)
Star Wars ile Battle Star galatica kırması bir havaya sahip olan Battle Beyond the stars bir diğer seksi uzay kadının yer aldığı film.Kısaca mevzusu şeytani toprak sahibinin çifcilere yaptığı zulüm.Ancak bizi liste irtibariyle asıl ilgilendiren Sybil Danning'ın canladırığı Saint-Exmin karakteri.Tüm çekiciliğini sergileyen Danning Saint-Exmin ile unutulmazlar arasında yer alıyor.
Lord magius/Haribo extreme culture aittir.
Devamını okuyun...>>
21 Mart 2011 Pazartesi
Cennetin Irzına Geçenler
Merhaba sevgili Extreme Haribo oyucuları.
Cennetin Irzına Geçenler adlı listemizde,boba ile sizler için seçtiğimiz;bizce en Şeytani olan kayıtlardan albümlerinden bahsedeceğiz.
Lord Magius'un Seçtikleri
Venom-Welcome to Hell (1981)
Sodom-In the Sign of Evil (1984)
Possessed-Seven Church (1985)
Deicde-Once upan Time the Cross (1995)
Funeral mist-Maranatha (2009)
Marduk-Those of the unlight (1995)
Incantation - Decimate Christendom (2004)
Carpathian Forest - Strange Old Brew (200)
Electric Wizard - Let Us Prey (2002)
Infer - In Cold Being (2005)
Boba'nın seçtikleri
Sarcófago - INRI (1987)
Christ Inversion - 13th century luciferian rites (demo) (1995)
Mystifier - Wicca (1992)
Katharsis - Kruzifixxion (2003)
Vital Remains - Into Cold Darkness (1995)
Mortem (Per) - Demon Tales (1995)
Bestial Warlust - Vengeance War Till Death (1994)
Armoured Angel - Mysterium [EP] (1994)
Perversor (Chl) - Demon Metal (2010) [EP]
Deströyer 666 - Cold Steel... For an Iron Age (2002)
Venom-Welcome to hell (1981)
Şeytanın gerçek anlamda müziğe yerleştiği ilk albüm olması bir yana,Uzun süre sonra ilk defa birisi çıkıp şeytanın adını içten ve bağlılıkla haykırdı.Cronos,Mantas ve Aboddon'un 1981 yılın ortalığı ayağa kaldırdıkları Welcome to Hell albümü şeytanın müziğin en ilk örneğidir.Bunlar bir yana Welcome to Hell albümünden müzikal olarak daha kuvvetli Venom albümleri var olsa da en şeytani albümler listesinde yer almasında ki en başlı neden hiç kuşkusuz In Leauge with Satan parçası oldu.
Hem sözleri hem de gaddarlığı ile kesinlikle bir marş havasında olan parça,1000 Days in Sodom,Live like an Angel,Die like a Devil,Welcome to Hell ve Witching Hour gibi parçalar ile bambaşka bir yere sahip olmuştur.
Sarcófago - INRI (1987)
Klasiğin klasiği işte size baş örnek. Bestiyal kazımacılığın bir numaralı devi ve dev oluşuna en büyük katkıda bulunan baş şaheseri. Olmayan İsa için kullanılan ve çarmıha gerilirken asılan "Jesus the Nazarene, King of the Jews" anlamına denk gelen latinceden gelen akronim. İsaya ve onun dinine ağır nefretler sunan Brezilya maraşelleri iyi tozutturmuşlardır. Yahudi mezarlarını istisnasız altını üstüne getiren bu baş isyankarlar 1987 yılına bomba gibi düşmüşlerdir. Bu öyle birşey ki hiçbir zaman ne solar, ne günü geçer, bunu hiçbir varlık dile getiremez.
Sodom-İn the Sing of the Evil (Ep) (1984)
Sodom için yapılmış en güzel yorumlardan biri kesinlikle Hellhammer,Venomu öldürdü,Ancak Sodom Hepsini.1983 yılında Battlefield adlı fanzin tarafından yapılmış yorum her şeyi özetlemektedir.Günümüz de ki bir çok gruba ilham kaynağı olmuş olan Ep,(Yaptığımız bu liste ne kadar Best of ya da bir sıralama olmasada.)Benim şahsım adıma gelmiş geçmiş en şeytani kayıtlardan biri olduğunu söyleyebilirim.
Çiğ,saldırgan,fevri,şeytani ve alışa gelmemiş dışında, en extreme'ı yapan Tom Angelripper,Chris Witchunter ve Grave Violator,bu yaptıkları kayıtla şeytanın izini dünyaya kazımışlardır.
Mystifier - Wicca (1992)
Brezilya'nın tıpkı sapık komşuları Şili ve Peru'da da bolcana görüldüğü üzere toprakları hiçbir zaman yeşermeyecektir. Mystifier Brezilya'nın isyankar, nemli ve yaşam vermeyen topraklarından Mystifier doğmuştur. Bu ikonoklastik tavırlarıyla, şeytanı över, ve masumların hep korktukları şeylerden bahsetmeyi çok severler. Müzikleri de fevri ataklarla başlayan uzun kazımalara yer verilmiştir. İlkel kazıma black metal nerede derseniz Salvador'a gideceksiniz.
Possessed-Seven Churches (1985)
Yeni bir tarzın doğuşu (Death Metal) bir yana Possessed-Seven Church,Exorcist teması ile gayet şeytani bir albümdür.Satan's Curse,Holly Hell,Seven Churches,Pentagram ve Evil Warrior gibi parçalarla Death Metal'ın ilk naralarını atarken bir yandan da bu müzik şeytani ve korku dolu olması gerektiğini lirikleriyle göstermektedir.Bir çok kilise kundakçılığına isimleri karışan grup elemanları kanımca şeytanın lanetini Death Metal'in üzerine de yaymışlardır.
Bestial Warlust - Vengeance War Till Death (1994)
Avustralya'dan çıkmış hemen her black metal grubu bu grubu örnek almasın da ne yapsın ? Adı gibi sonuna kadar bestiyal kökleyen kazımada ön safhada önüne çıkanın dalağını, bağırsağını deşecek güruh. Sözleriyle olabildiğine satanizmi, bebekken sütü emdiği meme kadar benimsemiş ekstrem, kült bir grup, kaotik ve tavizsiz müzik yapılarıyla sizi her parçasında soluksuz bırakacaktır.
Deicide-Once Upon The Cross (1995)
Death metal de satanizm dendiğinde akla ilk gelen isim olan Deicide 1995 yılında yayımladıkları Once Upon the Cross adlı albümle listede yerlerini aldılar.Deicide gibi bir gruptan böyle bir listeye tüm albümleri kolaylıkla aday olabilir ancak benim seçimim Once Upon The Cross.Kimileri tarafından sıradan bir albüm olarak nitelendilse de bence Deicide'a ivme kazandıran bir albüm.Glenn Benton'un en ateşli yıllarına denk gelen albümde Stve Asheim ve Hoffman kardeşler ona eşlik ediyor.When the satan rules his world,kill Christian,Trick or Betrayed.. gibi parçalarla en şeytani kayıtlar listesinin baş tacı albümlerindendir.
Vital Remains - Into Cold Darkness (1995)
Vital Remains'den favori albümüm. Zangoçun çanı çalmasıyla kazımalara hiç gecikmeyen bir albüm, ve hep aynı tavırla ilerliyor. Bu albümleri pek bilinmez, bence en başarılı albümüdür şu güne kadar. Glenn'i aratmayacak sözler yazılmış, tüm yüce olarak bilinen değerlere 3'ün 1'i gösterilmiştir. Değişen temposuyla parça uzunlukları hiç düşündürmeyecek kadar kısadır. Hristiyanlığa baş kaldıran grupların başında gelen grup, her an dinleyiciyi bir şekil uyarır. Ünsüz davulcusu da gayet iyi iş çıkarmıştır, ve sürpriz olarak son parça vokallere sadık kalınarak Venom klasiği "Countess Bathory" eksik edilmemiştir.
Funeral Mist-Maranatha (2009)
Maranatha belki de black metal adına son dönemlerin en tartışmalı albümlerinden biri olsa da kanımca listenin uzak ara cehennemin derinliklerinden gelen mesajlarla dolu olan kaydı.Sözlerin üzerinde birazcık durulduğunda ne demek istediğimi anlayacaksınız.Müzikal olarakta kanımca milat olan bu albüm,black metal adına icra edilmiş en değişik albümlerden biri.Marduk- rom5:12 albümde ilk örneklerini gördüğümüz tarzın devamı niteliğinde sayabiliriz.Baştan sona tüm parçaların kafirlik sembolu olduğu albümde benim favori parçam A New Light.
Marduk-Those of the Unlight (1993)
Marduk'un Legion öncesi dönemi öncesi albümlerinden olan Those of the Unlight,çiğ soundu ve bol ekolu vokalleriyle günümüze kadar konserlerde hala söylenen parçaların yer aldığı bir albüm.İsveç black metalinin en iyi albümlerinden biri olan Those of the Unlight;Wolves,Burn my Coffin ve On Darkened Wings parçalarıyla şeytanın kahkası gibi bir albümdür.
Armoured Angel - Mysterium [EP] (1994)
Hangi tür yapıyorsa işinden ödün vermeyen Avustralya kültü karşınızda. Bundan önceki 7'likleri "Stigmartyr" ile death metale dönen grup aynı sıkılıkla devam ediyorlar. Bu 7'lik'de gerçekten iyi riffler barındırıyor ve akılda kalıcılık göz ardı edilmemiş. Riffleri ön planda tutan grup genellikle hipnotik etki altında bırakan cinsden riffler yazar, bunu özellikle death metale geçtikten sonra daha belirgin hissettirmiştir. Davul/vokal olan kişi Joel Green, şeytan ile yollarının ayrı gitmediğini bize bir kez daha sunmuş. Dersine iyi çalışan bir başka Avustralya hikmeti daha...
Incantation - Decimate Christendom (2004)
Death metalin keçici grubu Incantation,karanlığını ve death metalin ölümcülüğünü en satanik lirikler ile süsleyen başlıca gruplardandır2004 yılında yayımladıkları Decimate Christendom albümüyle oldukça şeytani bir işe imza atmışlar.Albümün adını taşıyan Decimate Chirstendom,Blaspheme the Sacraments ve Thorn of everlasting Persecutaion parçalarıyla şeytana en güzel worship'ı yapıyorlar.
Mortem (Per) - Demon Tales (1995)
Sapık Peru'luların en çok koşturduğu grup olsa gerek. Sepultura'nın ünlü mü ünlü bada badalarını kendi evladı gibi görüp, sayan üzerine kendi yerleşik şekilde müziği dayıyan haldeki grup, şeytancılık, ibliscilikden nasiplerini oldukça almıştır. Okkült temalar üzerine ansiklopedi bile çıkar bu gruptan. Old skool'dan hiçbir zaman vazgeçemeyeceklerinin aksini söyleyecek adam ne kendini imha eder, ne de Drunen'in grubuna teknik gruptur iddiasında bulunur. Onun yeri apayrıdır, şeklini şemalini hayal edemeyeceğim bir formdur artık.
Carpathian Forest - Strange Old Brew (2000)
Böyle bir liste yapılır da Norveç black metal ortamlarından Carpathian Forest'ı es geçmek olmazdı kanımca.Old skoll black metal sound'unu kendi anlayışıyla süsleyen Carpathian Forest tempolu olduğu kadar karanlık rithmleriyle de dikkat çekici.
Mask of Slave,Martyr,Bloodcleansing,Sucide Song gibi parçalarla gaddarlığını sergilerken,House of Whipchord,Clock of Midnight,Thanatology'le de dinleyeni possessed ediyor.Bu albümde yer alan Theme From Nekromantik'le de satanik adam sapkın olmalıdır.Şeytan sapkınlığa yol verir dercesine kulaklarımızı kazıyor.
Deströyer 666 - Cold Steel... For an Iron Age (2002)
Avustralya'dır gidiyoruz, bu kıta hiçbir zaman tükenemez. Favori thrash/black albümlerinden biri olarak daimi kalacaktır. Bu ve önceki albümde ne kadar iyi işler çıkarttıklarını duymayan olmasa gerek. Fevri, agresif, bir o kadar da kafaları düşürmeyen tempo geçişleri, parça farkları adamı hep uyanık tutuyor. Zaten böylesi hızlı ve gaz müzikden beklentileri karşıladıktan sonra gerisi faso fisodur.
Infer - In Cold Being (2005)
Slovak Death/Black grubu Infer'de liste yer alan bir diğer şeytani grup 2.albümlerine nazaran daha şeytani bulduğum In Cold Being,balyoz gibi sounduyla şeytanın askeri Infer.Bol kazımalı davulları ve iblis vokalleriyle üzerinde durulması gereken bir grup.Evil is my name,Father Hell,Mother Death,Lair's Slavery,Ghost on nameless Grave gibi parçalarıyla dikkat çekmekte.
Katharsis - Kruzifixxion (2003)
Anti-şekilci ve şekilcilere ağır nefret ve kin duyan gerçek oğlu gerçek alman black metal fedaileri. "Corpse paintli kimseler eklemesin" diye de myspace'e ileti geçtirilmiştir, ki fan yapımı olmasına rağmen. Çal ve bitir işini benimsemişlerdir. Soundları hep çiğ, ve yaptıkları işe duruşlarıyla ne olduklarını dinleyicinin yüzüne birbiri ardına gelen kroşelerle patlatan bir grup ve albümü. Herzaman underground olmuşlardır ve böyle devam edecektir.
Electric Wizard - Let Us Prey (2002)
Tarz olarak listenin hemen hemen tamamından farklı olsa da diğerleri kadar şeytani bir grup Electric Wizard.Kendilerine has soundlarıyla saykodelik stoner rock işlerini satanizm ile birleştiren grup.Let Us Prey adlı albümleriyle kesinlikle şeytanın selamını vermekteler.Baştan sona karanlık ve ağır tempo ilerleyen albümde,Shape of Night,We,the Undead ve Master of Alchemy: a) House of Whipcord b) The Black Drug kesinlikle en şeytani parçalar.
Christ Inversion - 13th century luciferian rites (demo) (1995)
Anselmo önderliğinde icra edilmiş leş ötesi, kafaları düşürmeyen şahane bir black metal demosu. Anselmo'nun birçok türde işlerde parmağı olduğu bilinir, ama gelin görün ki buradaki tavrı gerçekten bambaşka, satanizm öncülüğünde sürüyü yöneten Anselmo'dan yanlış beklenebilir mi ? Graveyard Rodeo'dan Wayne Fabra'nın vokallik ettiği, Anselmo'nun geri vokalde işini severek yaptığı gözler önündedir.
Perversor (Chl) - Demon Metal (2010) [EP]
Sapık Şili'den son zamanlarda gerçekten farklı bir boyut getirmese bile 80 sonu 90 başı gibi kutsallığa lanet edip, din ile doğumdan beri alacakları olan grup. Her bir kelimesi tükürürcesine öldürmek istediği gözler önünde, ve tam anlamıyla süper bir oluşum. Uzun zamandır ben böyle bir grup doğabileceği ihtimalini sıfırlamıştım. Çok şaşırttı beni, çok... Tüm erken dönem Brezilya'dan çıkma gruplardan ilham aldığı belli (Sextrash, Vulcano, Sarcofago) Perversor gaddarlık bakımından hepsinden öte diyebilirim.
Lord Magius ve Boba tarafından hazırlanmıştır.
Haribo extreme culture aittir.
Devamını okuyun...>>
20 Mart 2011 Pazar
Repuked - Pervertopia (2011)
İsveçli yeni gruplar dan biri olan Repuked çokta farklı olmasa da işini nizami yapan ve son dönem old skoll death metal gruplarından ayrı bir işe imza atmışlar.
2007'de kurulan grubun ilk stüdyo albümü Pervertopia geçtiğimiz günler de raflar da yerini alırken son da olmayacağını gösteriyor.
Autopsy,Entombed,Dismember ve Repulsion'un ilk zamanlarına götürüyor ancak D-beat ve punkla birlikte.Old skoll death metalin içine D-beat ve punk etkileri katarak yeni olmasa da son dönemin gruplarından bir adamın farklı bir şey yapmayı başarmışlar.
En başta bu tarz işlere yol açan Chris Reifert'ın bir diğer grubu olan Abcess'ı fazla fazla andırdığı kaçınılmaz.Hatta ilk kuruldukları dönem de Davul/Vokal olmuş olması da kaçılmaz Autopsy etkilenmesinin sonucudur.
Pervertopia albümü itibariyle grup'un kadrosu:
Rob West-Bas/Vokal
Richie Rimjob-Gitar/Vokal
Nicke Shit-Gitar/Vokal
Kinky Stieg-Davul
45 dakika süren albümün Soulseller Record etiketiyle yayımlanmış.
1.Chemically Wasted
2.Gag!
3.Mental Vomit
4.Pervertopia
5.I Wanna Puke On You
6.Brainboiler
7.Standing By The Roadside...
8....Fucking Something Dead
9.Morgue Of Whores
10.Orgasmic Death Deliverer
11.Toxic Constipation
Albümün kapağı oldukça karışık ve silik.En eski vintage çekimleri andırmakta.Şarkı sözlerinde ise her türlü sapkınlık ve ahlaksızlığa yol veren grup özellikle kusma mevzusunu takıntı haline getirmişler.
Kirli soundlarını kusmukları ile bulayan elemanlar,riffleriyle de bunu hissettiriyorlar.Özellikle Gag! adlı parçada vokal yapan 3 eleman okurken bir yandan da kusmaya çalışıyorlarmış havası var.Bu parça da bulunan solo da gayet şık.Hatta böyle bir gruptan beklenmeyecek kadar şık.Mental Vomit,Pervertopia,I wanna puke on you ve Brainboiler birbirini takip eden parçalar gibi.Mide mevzularıyla alakalı ne kadar olay varsa bahsederken araya kendi hayalleri olan Pervertopia'ı da sıkıştırmayı unutmuyor.Tüm sapkınların serbest olduğu bu ütopya da kazımayı da eksik etmiyorlar.
Stand By the Roadside,kusmuk seslerinden oluşan bir intro.Nattefrost'un kini hatırlamak elde değil dinlerken.Albümün diğer kısmı kanımca bu intro dan sonra başlıyor.Kustuk artık gore işlere bakabiliriz.Diyerek Fucking Something Dead,Morgue of Whores,Orgasmic Death Deliverer,Toxic Constipation adlı parçalar ile sapkın olduğumuz kadar da gaddarız diyorlar.Son parça olan Toxic Constipation,alışa geldiğimiz Death/sluge tarzında bir kapanışla bizleri vedalıyor.8 dakika süren bu parça pekte öyle matem havasında değil.
Old skoll death metal'ı D-Beat ve Punk'a kendince yorumlayan Repuked kanımca 2011'ın yer altından gelen en güzel kayıtlarından biri olmaya daha baştan aday.
Mypace
Resmi Web Adresi
Lord magius/Haribo extreme culture aittir.
Devamını okuyun...>>
Etiketler:
2011,
Albüm Analizleri,
D-beat,
Death metal,
Old School Death metal,
Pervertopia,
Punk,
Repuked
Goodfellas (1990)
Hazır bikaç yazıda Martin Scorsese paşaya saygılarımızı sunmayı adet haline getirmişken adamın belki de en klas, en başarılı en gercekçi filmi olan GOODFELLAS ya da memleketimizdeki bilinen adı ile SIKI DOSTLARI yazmamak elbette olmazdı.
Bir sinema filminde aksiyon biraz da heyecan arayan her seyircinin en beter ihtimalle sevebileceği en iri ihtimalle de aynen bizim gibi hastası olacağı; argo ve küfürlerin gırla duyulduğu, fonda çalan müzikleri ile o plağın dönemini çok klas sekilde hissettirebildiği, gangasterlerin de sadece adamları vurmak kesmek gibi şeylerin haricinde şakalaşıp makara kukara yapabildiğini gördüğümüz pek te çalışma beyaz perde alemlerinde yok maalesef.
Böylesine güçlü, bariz ve net tarz sahibi karakter oyuncuları arasında çok süpriz isimler belki de bikaç dakkalığına birkaç sahnede tanık olacaksınız.
Böyle güçlü kadro ancak Scorsese dayıya nasip olmuş işte.
Görgüsüz, kaba saba, ucuz, sahtekar, iki yüzlü ancak kural kaide nedir? racon nedir? nerede nasıl davranılır?? vb bazı kuralları içselleştirmiş bir avuç it kopuk italyan asıllı amerikan kenar mahallesindeki bitirim tipin arasına daha çocuk yaşlarda karışmış; önceleri ayak işlerini yapmış ama sadakat ve ketumluğundan zerre ödün vermemiş irlanda menşeili bir hırtolozun ortak yaşam hikayelerini, nasıl da adam dövdüklerini ve haraca bağladıklarını bununla beraber en önemlisi; kaba kuvvete binayen bazı çakallıkların da ne kapılar açabildiğini elbette Martin Scorsese gibi bir yönetmenin kurgusu ile izlemenin tadını alacağınız bir çalışmadır bu film..
Filmdeki kadro aynen şöyle:
Yönetmen: Martin Scorsese
Robert De Niro ... James 'Jimmy' Conway
Ray Liotta ... Henry Hill
Joe Pesci ... Tommy DeVito
Lorraine Bracco ... Karen Hill
Paul Sorvino ... Paul Cicero
Frank Sivero ... Frankie Carbone
Tony Darrow ... Sonny Bunz
Mike Starr ... Frenchy
Frank Vincent ... Billy Batts
Chuck Low ... Morris 'Morrie' Kessler
Frank DiLeo ... Tuddy Cicero
Henny Youngman ... Himself
Gina Mastrogiacomo ... Janice Rossi
Catherine Scorsese ... Tommy's Mother
Charles Scorsese ... Vinnie
Efendim kısaca filmdeki hadise şudur:
Henry işci bir ailenin cocuğudur, çok asabi ama ailesine de bağlı, dürüst bir işçi babanın evladı olmayı daha toy yaşlarda bile içine sindirememiş gözü çok yükseklerde olan bir gençtir.
Gözü çok da yükseklerde değildir esasen, hemen karşı kaldırımda taksi durağında takılan italyan menşeili, iri kıyım iyi giyimli ve kolay yoldan mangır kazanmayı profesyonel meslek haline getirmiş belinde silahsız wcye dahi gitmeyen adamlara bakıp iç geçirmekte bir gün yanlarına yanaşmayı düşlemektedir.
Bir dizi tesadüf sonucu çeteye girmeye başarır, henüz sakalları bile bitmemiş bacaksız denecek yaşta olduğu için götür getir ayak işleri ile iştigaldeyken tüm ağır abilerle de tanışır ve onlara kendini sevdirir.
Bazı kendinin de şanslı olmasından kaynaklı badireyi yüzünün akı ile atlatıp kimseyi okumaması kimseyi ispiyonlamaması sayesinde çeteye olan sadakati ödüllendirilir ve kendisine bazı sorumluluklar verilir.
Bunları da başarı ile sonuçlandırdığında yeraltı suç dünyasının sayılı zenginlerinden birisi olmuştur.
Kasırgalı evliliği ve metresleri, kolay yoldan biraz da vandavalca tarzı yüzünden semtinde korkulan birisi de olmuştur.
Ancak bu görkemli günler fazla da sürmez, bir gün kodesi boylarlar, hem de çetenin tüm ağır topları aynı anda aynı koğuşa düşerler..
Kodesteyken bile dışarıdaki kuryeleri ve adamları sayesinde işleri yürüten daha çok kapalı bir yerde yiyip için kumar oynamakla sorumlu tipler gibi paşa paşa günlerini doldurup eskiden de hızlı ve gaddar şekilde gene yeraltı dünyasına bulaşırlar.
Ancak bu kez işin içinde uyuşturucuı bilumum madde ticareti de karışınca işe FBI gibi hükümete hizmete hayatını adamış tiplerle yüz göz olmak zorunda kalırlar.
Buruna doldurulan sınırsız miktarda kokain ve kendine aşırı güven neticesi hatalar ardı ardına gelir, çete içinde "her koyun kendi bacağından aga" mantığı da peydah olunca tüm işler taklaya gelir ..
Mafya içindeki hesaplaşmalar neticesi kaybedilen çete üyelerine bir de Henry nin polise enselenip gizli tanık konumunda çete hakkında itirafları sıralaması ve gene tanık koruma programından faydalanıp başka bir kimlikle kendisi ve ailesini başka bir eyalete taşıması ve çok daha sessiz sakin mütevazi bir hayatı tercih etmesi ile de film ya da bu şaheser son bulur ..
İşte filmden kimi kare ve sahneler:
Devamını okuyun...>>
Etiketler:
Film analizleri,
joe pesci,
mafia,
Martin Scorsese,
mob,
ray liotta,
robert de niro,
suç
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)