31 Mart 2010 Çarşamba
Down - Pillamyd
Been to this place before
An excavation
Scrawlong a name again
Touch stony face restored
Can't read the name
Collapsible fingertips
Weeping within the hot of desert weeps
To brood inside the skull of
Wax and time
Taking no step alone until you can
Crying on the downed stones
(Pillamyd)
By handfuls you will build a pillamyd
(Pillamyd)
Lust in the vessel head
Working with slaves
Dust in the eyes of men
Offer nocturnal prayer
Alter a blaze
Magic obtained
Deciphering pain
Moving inside you when you seem asleep
Influence all to step beyond the gate
When you're slipping in preservative
Hydro-glyphic downed stones
(Pillamyd)
By handfuls you will build a pillamyd
(Pillamyd)
A pillamyd built
The pillamyd guilt...inside
It's etched in stone
(Pillamyd)
By handfuls you will build a pillamyd
(Pillamyd)
Devamını okuyun...>>
Gore Obsessed Röportajı
-Selam Justin!!! Öncelikle röportaj için teşekkürler. Nasıl gidiyor, Gore Obsessed’de gelişmeler neler ?
Hey !
Sevared Records’dan Şubat 2010’da yayınlanan 5’li splitte yer aldım. Şuan yeni indirme EP’si ve 2.split albüm için parçaları kaydediyorum.
-Son EP’niz Satanic Ritual iyi. Bence bu EP’niz diğer demolarınızdan daha iyi olmuş. Satanic Ritual’e tepkiler ne yönde oldu ?
Albümler gittikçe daha iyi olduğu sürece ve insanlar hoşlandığı zaman mutlu oluyorum. Tepkiler olumlu oldu.
-Tüm kayıtlarınız sizden çıkışlı mı ? Son EP’nizi nasıl ve nerede kaydettiniz ?
Evet, şimdiye kadar 5’li split dahil tüm kendinden çıkışlı Gore Obsessed kayıtlarında yer aldım ve indirilebilirler.
Sınırlı sayıda toplama CD-R yapmayı düşünüyorum tüm kaydedilen Gore Obsessed parçalarını kapsayan (şuan üzerinde çalıştığım iş dahilinde)
Son EP kendi ufak kayıt stüdyomda kaydedildi ve mikslendi ve master edildi kendi tecrübelerimle.
Gore Obsessed’in tek kişilik proje olma fikri hoşuma gidiyor. (kayıt ve miksleme işlerini yapmam dahil)
-Kapaklarınız korkutucu. Onları yapan artist kim ?
Kapak işlerini ben hallediyorum. Photoshop ya da Illustrator’a horror posteri yapıştırıyorum ve mutlu olana dek üzerinde oynuyorum, böylece kapak oluşmuş oluyor.
-Gore Obsessed tek kişilik bir proje. Aranjmanlık ve kayıt zamanları zor geçiyor mu ?
Evet zaman bulmak güç olabiliyor, lakin ne zaman boş vaktim olursa yeni parçalar yazmaya uğraşıyorum. Aslında farklı kategorilerde birkaç parçam var, bazısı hala kaydedilecek, diğerleri liriklere ihtiyacı var, ötekiler de kaydedildi fakat mikslenmedi gibi gibi…
-Böyle hastalıklı müzik yapmanda ilham veren şey nedir, az ot ilhamı ?
Kutsal olmayan karışım dinlemeleri, çok fazla Impetigo ve Nunslaughter ve çok sayıda kötü Horror filmleri :)
-İki parça coverladınız Impetigo’dan Boneyard ve Judas Priest’den Breaking the Law.
Düşündüğünüz başka cover parçalar var mı ?
Kesinlikle birkaç daha cover parça kaydedeceğiz, şimdiye değin Nunslaughter, Blood Duster ve Mortician’dan cover yapmayı planladım.
-İşe nasıl başladınız ?
Gaddar gürültü yapma ihtiyacıyla başlandı ve adına da “müzik” dendi. Impetigo’nun 'Horror of the Zombie'si ruhani rehberim ve gitarımla bu yolculuğa koyuldum :) Hakikaten, kayıt programını kurcalamaya başladım ve bazı müzikal fikirler ( Hiç iyi değildim cover parçaları çalmakta ve lanet olsun deyip kendi kafamdakini yazdım). Gore Obsessed çalmış olduğum ilk ve tek grup ve gelecekte değişeceğinden şüphem var.
-Müziğinizi ve sound unuzu tarif eder misin ?
Sanırım sound u tarif edeceğim en iyi yol tak-yap Grinding Death Metal. Veya B sınıfı Horror’dan ilham alınmış B sınıfı Goregrind haha.
-Favori grupların neler ?
Impetigo favori Death grubum fakat Iron Maiden değişmez favori grubumdur. Diğer birkaçı; Haemorrhage, NunSlaughter, Obituary, Extreme Noise Terror, Misery Index, Dead, Death, Napalm Death, Brutal Truth, Jungle Rot, Rompeprop, Dead Infection, Judas Priest, Altar of Giallo, Blood Freak, Machetazo, Gruesome Stuff Relish, Venom...Sonsuza kadar gidebilirim :)
-Amerikan ve Avrupa Death-Grind i hakkında ne düşünüyorsun ?
Müthiş gruplar var ve myspace sağolsun duyulmamış grupları duymakta işi kolaylaştırıyor (kendim gibi).
Melodik veya Gothenburg sound’unda olmadıkça Amerika ve Avrupa’dan çok sayıda iyi iş çıkıyor, Ingiliz Death sahnesi harika yeni gruplara sahip (Amputated, Infected Disarray, Pork Farm, Fleshrot, Putrefy and a few others) fakat 'Trigger the Bloodshed' ve 'Annotations of an Autopsy' gibi grupları hiç hazzetmem hem tavır hem müzik olarak. Sağlam Grind ve Death grupları olan Asya veya Güney Amerika’yı unutmuyorum. (Bathtub Shitter, Butcher ABC, Flagitious Idiosyncrasy in the Dilapidation (adamım bu ciciler GRIND leyebiliyor !) Malta’dan Abysmal Torment’a doyamıyorum son CD) .
Fakat bazı değişik nedenden dolayı sevdiğim birçok grup İspanya’dan geliyor. Çek Cumhuriyeti’ndeki The Obscene Extreme festivali harika bi festival bilinmemiş yahut grind gruplarını tespit etmek için.
-Türkiye’den hiç grup biliyor musun ?
Türk efsanesi Cenotaph !
Kesinlikle Decaying Purity’nin 'Phases of Dimensional Torture' albümünü seviyorum, dahasını duymak için sabırsızlanıyorum.
Brutalcore (harika Zombie Ritual cover) ve birkaç duyduklarım; Consume, Carnophage (enfes cd!), UCK Grind, Death Oath, Despised (dağılmaları üzücü). Eğer başka Türk Death/Grind grubu varsa söyleyin !
-Hangi gruplardan ilham alıyorsun ?
Impetigo, NunSlaughter and Haemorrhage (tabii bir parça Napalm Death, Brutal Truth & Jungle Rot ilham vermiştir).
-Sözleriniz yamyamcılık, satanik ve korkutculuk hakkında… Salt horror filmlerinden veya bazı hastalıklı görüşlerden ya da her ikisinden ilham aldığın oluyor mu ?
Her ikisinden de ibraz olduğunu söyleyebilirim. Sözler direkt filmlerden ilham alınmış , kısa horror, gore ve cinayet hikayeleri, filmlerden kendi yorumum veya benim hikayem (müzikden aklıma getirdiğim fikirleri kitap yazmak ya da film yapmaya çalışmak için bi ilgim olmasa da).
-Çok gaddar introlar seçiyorsun. Seçerken nasıl seçiyorsun ?
Not defterim var ve ne zaman hoş gaddar bi cümle duysam filmden sonra kayıt yapmak için not alıyorum. Normalde parçanın sözlerine uyan film örneği kullanmaya çalışıyorum (veya parçaya ilham vermiş filmden bir örnek ).
-Biz de horror filmlerine bayılıyoruz. Çok sayıda horror filmi kritği yazdım Extreme Haribo’ya. Senin favori horror filmin ne ?
Bu cevap vermesi zor bir soru. Tıpkı favori grup listem gibi hiç bitmez. Favorilerim şunlar olurdu: Texas Chainsaw Massacre (original), Dawn of the Dead (original), Cannibal Holocaust, Cannibal Ferox, Eaten Alive, Zombi 2 (Zombie Flesh Eaters), Toxic Avenger, Shaun of the Dead, Evil Dead, Re-animator, Dead Beat at Dawn, Ilsa: She-wolf of the SS...liste devam eder. Ayrıca İtalyan Giallo filmlerine bayılırım.
-Yeni korku filmleri hakkında ne düşünüyorsun ?
Bana kalırsa yeni horror filmleri klasiklerdeki duygu ve his bakımından noksanlar. Yeni Horrorlar kabül gördüğümüz rahat bölgeye artık bişey getirmiyor., tabi aşırı gore var fakat bundan ibaret her şey. Görünüşe göre bir kişi öldürülürken daha ne kadar çok gösterilebilir (çuval dolusu gore da yanlış giden bişey yok fakat SAW gibi filmler sahip oldukları tek şey). Yeni filmlerdeki bazı “iyi” moral fikirleri aslında filmden daha korkutucu ve film yapımcısının filmden etkilenmekten çok ney düşünüyor olduğunu merak ediyor kalıyorsun. Tabi gerçekten güzel olanlar var (Switchblade Romance, Shaun of the Dead, Wolf Creek, Devil's Rejects, Storm Warning, REC ve birçok gerçekten düşük bütçeli zombi filmleri kalıma gelenler)
-Christopher Lee mi Bela Lugosi mi hangisi senin en iyi vampirin ?
Lugosi kadar iyi olan Christopher Lee’yi seçmeliyim (benim favori aktörlerimden biridir ve ben büyük Hammer Horror fanıyımdır) Dracula tasviri muazzam.
-50’lerin filmlerini sever misin ? Gill man, blob or 50 feet gaint women gibi..
50’ler en iyi yaratıklı filmlere sahipler (büyük CGI fanı değilim, kuklalı ve stop-motion filmlerini severim, özellikle Ray Harryhausen filmlerini). 50’lerin sonu da bazı iyi Hammer Horror filmlerini gördü (bfanı olduğumu belirttiğim üzere).
-Favori zombi filmlerin neler ?
Fulci’nin zombi filmleri tabiî ki ve orijinal Romero zombi filmleri (sevdiğim tek sonradan yapım Tom Savini’nin 1990 'Night of the Living Dead'iydi). 'Children Shouldn't play with Dead things' ve 'Shaun of the Dead'in komedi yanından zevk aldım ayrıca. Ve sayısız B sınıfı zombi filmleri aralarından gerçekten iyiler var ve bazıları o kadar kötü ki hoşlanman için elden bir şey gelmez.
-horror sahnesinde sayısız yamyam filmleri var. Cannibal Holocaust,Antropophagus gibi. Düşüncelerin neler ?
Yamyam filmlerine BAYILIRIM ( özellikle eski İtalyan filmleri ormanda geçen) Cannibal Holocaust tüm zamanların değişmez favori filmlerimden biridir, bazıları gerçekten rezalet olsa da, Cannibal Holocaust 2 ve Cannibal Ferox 2 akla gelenlerden, gerçek yamyamcılık veya orijinal his kalmamış. Orjinaller ahlakı uçlara ittiler ve kabul edilenlerdi.
-Favori horror filmi yönetmenlerin neler ?
Lucio Fulci and Dario Argento
-İndirme hakkında ne düşünüyorsun ?
Bazı insanların karşı olmalarını anlıyorum fakat aynı zamanda olmulu yönden görmelisin. Sadece benim için tanıtımını yapmak ve insanların müziğimi sıralaması için harika bir yol değil aynı zamanda iyi grupları keşfetmemde yardım etti (ilgilendiğim bir cd görürsem fakat grubu duymamışsam, satın almadan önce parçalarını dinliyorum, veya sevdiğim parçaları duymuşsam cd yi sipariş veriyorum). Hala müziğin fiziksel bir kopyasını edinmeyi tercih ederim (Online indirmek için ödeyeceğime cd’ye öderim). CDler veya viniller üretilmeyeceği zaman gerçekten benim için üzücü bir gün olacak.
-Boş zamanlarında nelerle meşgulsün ?
Paraları tamamlamaya çalışmaktan ve horror filmi izlemenin dışında, birkaç konsere katılmaya çalışıyorum. Death/Grind albümlerine düştüğüm kadar müzik koleksiyoncu fuarlarına katılmaya çalışıyorum mümkün olduğunca ve Almanya’da yılda iki kez gerçekleşen büyük Horror toplantısına katılıyorum. Bunun dışında, sıkıcı rutin işler.
-Haribo yemeyi sever misin ?
Tabiî ki ! Kim sevmez ki ;)
Haribo: Blog için müthiş bir isim ;p
Nekromantik: Göz yuvarlağı emmek… Bayılıyorum buna !
Zombiler: BRAAAIINNNNSS
Yamyamcılık: YEMEK
Horror filmleri: ikinci en iyi şey
Gore: Her filmde ve sözlerde olması gereken.
Death Metal: EN iyi şey (ya da memecikler miydi)
Alister Crowley:Mr Crowley neler var kafanda ( Ayrıca The Great Beast)
Lucio Fulci: TANRI
Bela Lugosi: DRACULA
-Türk fanlarına bir şey söylemek ister misin ?
Türkiye’den fanlar olması onur verici bir şey gerçekten. Gore Obsessed’i başlattığımda kendim ve birkaç arkadaşım içindi, ve ne zaman ebesinden bi yerden mesaj alsam müthiş bir duygu hissettiriyor benim bokumun oralarda dinleniyor olması. Umarım kanlıazmanlar, iz Türkiye’de benim hastalıklı müziğimle keyiflenirsiniz ve ben de sizden duymak isterim !
Extreme Haribo elemanlarına röportaj için teşekkürler !!!
Röportaj içi teşekkürler ve biz de Gore Obsessed ile işlere devam edelim
Çeviri:Boba
Haribo extreme culture aittir.
Devamını okuyun...>>
Etiketler:
Röportajlar
Anaalia - Mind Monstrosity (2010)
2006 dan bu yana aktif olan Anaalia ilk albümü Mind Monstrosity ile 2010 yılın ilk ayların da yerini aldı.
Çek cumhuriyeti tayfasından olan bu genç çocuklar sağlam Death/Grind işleri için güzel bir başlangıca imza atmışlar.İlk kayıtları olan albüm de ölüm,vahşet ve civitik işler peşin de koşmuşlar.
Bir araya geldiklerinden bu yana aynı kadro devam eden grup kadrosu ve görev dağlımı ise:
Filip-Vokal
Vašek-Gitar
Jirka-Bas
Ondra-Davul
Bas ve davul sırtlamışlar işi diye bilirim.Vokal ve gitara sadece süslemek kalmış.En temel de yapılması gerekeni yapmışlar.Davulcunun üstünden eksikleri olsa da.Kroslara sağlam çalışmış.
25 dakikalık kayıt Goregeous adlı prodüksiyon firmasından çıkarmışlar.
1.Intro
2.Pistovice Pond Barbecue
3.Tongue Test (Of 9V Battery)
4.Sanatorium in the Rose Garden
5.Gastro Graveyard
6.USatan
7.Sololit Organism
8.McDrive Murder
9.Suicidal Lessons
10.Impedant
11.Drunkenness Delict
12.Analyzer
13.Sausage Will Be Eaten Here!
14.McVomit
Şarkı sözleri bakımından polonyalı ass to mouth eş değer diyebilir.McVomit,Toungue Test,McDrive Murder gayet eğlenceli ve sağlam parçalar.
Giriş oldukça tırt olmuş işin aslı daha gaddar bir intro yapabilirlermiş.Toungue Test(Of 9V Battery),oldukça sağlam.Ardından gelen Sanatorium in the Rose Garden albümün gelen yapısının izlenimi olduğu kesin.USatan,Apocalypse Now aldıkları into ile direk adından da belli olduğu gibi usa saplamışlar.McDrive Murder'a Redrummm sesleri karşılıyor bizi.Shining alıntı intro ile parça beklemeden giriyor orta kısmında ki bas'ın hakimiyeti çok şık durmuş.Vokal kimi zaman gutteral kimi yer de ise çiğ çığlık gidiyor.Son üç parça oldukça eğlenceli.Gitar biraz daha salsaymış kendini punk riffleri çalıcakmış.McVomit herhalde hamburger ortamlarına yapılan en büyük makara kanımca.Çift vokal gidilmiş bu parçada.Oldukça da istikrarlı çalmışlar tempodan hiç taviz yok.Sonuna doğru giren reklam jeneriğinin altına döşedikleri ritm çok daha güzel bir hava yaratmış.
Kısaca elemanlar yola doğru adımla başlamışlar.Kazıma adına en ilkel de en minimal şekil de gaddar bir iş ortaya koymuşlar.
Lord magius/Haribo extreme culture aittir.
Devamını okuyun...>>
Etiketler:
2010,
Albüm Analizleri,
anaalia,
Death metal,
Grindcore,
Mind Monstrosity
30 Mart 2010 Salı
The Body Shop aka Dr.Gore (1973)
Eller Greg,eller kadının portresidir.
Mortiacian filmlerinin en haslarından biridir Dr.Gore.1973 yılın da B-movie piyasasının En önemli ismi olan Gordon Lewis'ın yanında yetişen J.G Patterson tarafından yönetilen bu baş yapıt deli işi diye tabir edilen Exploitation furyasının en gaddar yapıtlarındandır.
J.G Patterson,ilk dönem (1963-1975) gore sinemanın sahne arkası adına en önemli isimlerinden biridir.The Gruesome Twosome,Three meat on a Hook,Lisa,Lisa,She-Devils on Wheels,How to make a Doll gibi dönemim muhteşem yapıtlarında prodüktör,özel efektler ve yönetmen yardımcılığı gibi konumlar da yer almıştır.
1973 yılın da çektiği ilk filmi olan The Body Shop aka Dr.Gore ile bu konu da kazandığı tecrübelerini konuşturmuştur.
Klasik bir senaryo'yu görsel şiddet ile birleştirince dönemin ve günümüzün adı geçen yapıtlarından biri haline gelmiş.Ayrıca öyle bir kadro ile çalışmış ki kendi dışında kimsenin daha önce oyunculuk deneyimi bulunmamakta ancak ne kadar ucuz ve ilkel olmasına rağmen pahalı yapıtlara kök söktürecek gaddarlığa ve çekim tekniğine sahip.
Konusunu Ele aldığımız da aslında hiç yabancı olmadığımız orta da.Kısaca yeniden yaratma ya da canlandırma diye biliriz.Dr.Frankenstein ve ünlü poe hikayelerin den Kuzgun da ki Dr.Richard Vollin arası bir karater olan Dr.Brandon namı değer Dr.gore'un hikayesidir.
Pin-up güzeli olan eşini bir operasyon sırasın da kaybeden Dr.Brandon eşinden ayrı bir yaşam sürmeye katlanamaz.Bir kaç hastalıklı düşünce ve çılgınlığı onu kemirmektedir.Daha fazla vakit kaybetmeden güzel eşinin mezarını yardımcısı olan Greg'ın yardımı ile çıkartır.Greg,kambur bir ucubedir.
İlk deneme başarısızlıkla sonuçlanmıştır ancak Dr.Brandon bu işten vazgeçecek değildir.En yakın dostu Greg'ın yardımına ihtiyacı vardır.Eğer ona yardım ederse bu ucube görünümünden kurtaracağını vaat eder.
Plan farklı güzel uzuvları olan kadınları tek vücud ta toplamaktır.Ancak en önemlisinin eller olduğunu söyler.Kadının portresidir eller,yumuşak narin ve sevgi dolu.
Dr.Brandon,aylar süren çeşitli uğraşlar sonucu bütün muhteşem organları bir beden de toplar.Yeni yönteminin kesinlikle işe yarayacağından emindir.Ve işe yararda.Muhteşem bir kadın yaratır.Tüm kötülüklerden uzak,sadece ve sadece ona ait bir kadın.Ona her şeyi yeni baştan öğretir.
Ancak bir gün güzeller güzeli Anitra doktorun çalışma odasına iner ve Greg'ı görür.Doktor,kızın üstünde sevişmeye dayalı bir eğitim sistemi uyguladığı için Anitra,Greg görünce sevişmek için yanaşır.Ortamı basan Dr.Brandon,sadık dostu olan Greg'ı hunharca öldürür.Ancak bu bir sonuca bağlamaz bir kaç gün sonra eve gelen bir kargocu adam ile kaçan Anitra,doktoru yapa yalnız bırakıp gider ve Dr.Brandon akıl hastanesine kapatılır.
White Zombie (1932) bahsettiğim gibi en büyük korku olan sevdiğini kaybetmenin yakın döneme uyarlanmış en güzel örneğidir The Body Shop (1973).Mortician'ın da adına parça yaptığı bu muhteşem filmi kanımca her gorcunun arşivin de yer almalıdır.
Haribo Puan:Bizzare creation of new life,Creation a new perfect wife
The Body Shop - aka Doctor Gore- 1973-Trailer 2
Yükleyen pogox. - Tüm sezonlar ve tüm bölümler
Lord magius/Haribo extreme culture aittir.
Devamını okuyun...>>
Etiketler:
B-movie,
doctor gore,
Film analizleri,
gore,
j.g patterson,
Korku Filmleri,
Mad Scientist,
the body shop
29 Mart 2010 Pazartesi
Lion Heart (1990)
'90 lı yılların dövüş filmleri kralı JEAN CLAUDE VAN DAMME abimizden bir şaheser daha, LION HEART !
Bolca hareket ve adrenalin, aynı anda değişik açılardan bikac kamera ile çekilmiş vurma kırma indirme sahneleri, aralara ustaca serpiştirilmiş bir aile dramı, bu acımasız ortamlarda herşeye rağmen sevgi ve saygısını bununla beraber ailesine olan bağını kaybetmeyen bir kahraman adamın hikayesi üstüne kurulu enfes bir sinema filmidir.
Kariyerinin zirvelerinde dolanırken henüz yüzü gözü ve formu da yerindeyken JCVD aslında bu işlerde ne kadar iddialı olduğunu da bu filmle bir kez daha göstermişti hem de 1990 yılında.
Madem böyle bahsettik o vakit filmin künyesini de yazalım:
Jean-Claude Van Damme ... Léon Gaultier
Harrison Page ... Joshua Eldridge
Deborah Rennard ... Cynthia
Lisa Pelikan ... Hélène Gaultier
Ashley Johnson ... Nicole Gaultier
Brian Thompson ... Russell
Voyo Goric ... Sgt. Hartog (as Voyo)
Michel Qissi ... Moustafa
George McDaniel ... Adjutant
Eric Karson ... Doctor
Ash Adams ... François Gaultier (as Jason Adams)
William T. Amos ... Drug Dealer
Roz Bosley ... Nurse
Dennis Rucker ... Irish Legionnaire (as Dennis Wayne Rucker)
Billy Blanks ... African Legionnaire
Kısaca konusuna gelirsek,
Leon, abisinin yediği haltı üstlenerek önce mapusa akabinde de sabıkalı olduğu için askerlik meselesini Fransız askeri lejyonunda halletmeye çalışan kuzey Afrika nın yakıcı güneşinin altında çalışmaya mahkum ve de bir tümen piskopatın arasına düşmüş bir adamdır.
Kendisine çok geç ulaşan mektupda ağabeyinin hasta olduğu acilen abd ye gelmesi yengesi tarafından belirtilmiştir ama komutanı kendisine bu insani vecibe için bile izin vermemektedir.
Çareyi kirişi kırmakta bulan Leon, bir geminin kazan dairesinde önce New York a ayak basar.
Çulsuz ve açtır, bilmediği gurbet ellerde değişik bir eyalette sefilleri oynamaktadır. Hasbel kader köprü altında bahis karşılığı dövüşen it kopuk tayfaya rastlar ve yaşamı burada indirdiği bir zenci ile adeta değişir
Bu işlerde bahis oynayan, aksak bacaklı eski kulağı kesik dövüşcülerden Joshua, Leon daki kaabiliyeti farkeder ve direk adama salça olur.
Bir büyük ligte gene bahis karşılığı ancak çok daha büyük miktarlar karşılığı dövüş ayarlayan mafya anası kılıklı nizami fizikli Cynthia ile tanışır bu kez onun adına değişik ortamlarda dövüşmeye başlar.
Kazandığı paraları yenge ve yeğenine ulaştırmak istemişse de aile tarafından rededilmiştir, yengesi kendisini suçlamakta hem eşinin ölümünü hem de fakir yaşamlarının nedeni olarak Leon u göstermektedir, biçare Leon bu yüzden çok mutsuzdur.
Tüm bunlar olurken bir yandan Leon un işlerini ayarlayan bir yandan da kuyusunu kazmaya and içmiş Cynthia, Atilla adında çok sakat esgale sahip oldukça iri ve dayanıklı bir o kadar da profesyonel bir dövüşçüyü özel uçağı ile getirtir.
Leon la karşılaşmaya gelen bu adamın bilgileri saklıdır, halbuki Leon un tüm zayıf noktaları alenen ortalıktadır yani işin içinde büyük şike vardır.
Hatta Leon un kankisi Joshua bile bahisler oynanırken son ana kadar muallakta kalmakla beraber tüm paraları Atilla denen iblise oynayarak akıllılık ettiğini zanneder.
Son bu dövüşle bu işleri bırakmaya niyetli olan Leon herşeyden habersiz içinde jet sosyete piskopat dövüşçülerine meraklı insanların olduğu bir çadıra Atilla nın karşısına çıkmak üzere gelir.
Ta sahra çöllerinden beri kendisini kovalayan askerleri seyirci arasında gördüğü vakit nasıl kolpaya geldiğini kısmen anlamıştır ancak çok geçtir.
Atilla ile kapışırlar, kaburgalarındaki arıza nedeniyle Leon çok zor durumlara düşer, neredeyse yere zımbalanmıştır, Atilla nın darbeleri sarsıcıdır.
Ancak Joshua nın da bahisleri Atilla ya oynadığını öğrenince hırs yapar, kalkar bir temiz sopa çeker Atilla yı tepeler ve işi bitirir.
Finalde, kendisini kovalayan, bu son dövüşünden sonra çöllere kendisini geri götürmek üzere araca bindiren ancak tüm bu olan bitenleri görüp insafa gelen askerlerin azad etmesi ile yengesi ve yeğenine koşar, film biraz kanlı biraz da mutlu atmosferle sona erer..
İşte filmden kimi sahneler:
Devamını okuyun...>>
Etiketler:
Enter the Martial Haribo Art
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)