29 Eylül 2009 Salı

BByB- deBBYBut


Çeklerden her daim acayip gruplar çıkmıştır ama sanırım en acayibi BByB.Babayaba manasına gelen patlangaç teknogrind/cybergore grubu ilk albümü olan deBBYBut geçtiğimiz günlerde raflara saldı.Ağır sanayi ceyranına sahip olan bu acayip tiplerin başlıca sloganı Atom bombası atma,asit at.E yaptıkları müzikte tabi ona göre bir kafada.


Grupla ilgili genel araştırmalarıma baktığım zaman pek bir şey bulamadım hatta kadro tamam miyle fay il-i meçhullerden oluşuyor.Yaptıkları müzik ağırlıklı bir elektornik/tekno yapıya sahip pek grind oldukları söylenemez ancak oldukça gideri olan bir iş.Özellikle Prodigy,Combichrist vs... tarzı grupları koşturanlar ve sevenler varsa BByB de hoşlarına gidecektir.

On bir parçanın yer aldığı albümde kimi geçişler bir çok dj parmak ısırtacak güzellikte.Brutal vokal,yüksek tempo ve gore içerikli sözler dışında pek bir grind öğesi yer almıyor.Bazı parçaların sonuna sokuşturmuş okadar.


1.Lorem Ipsum
2.Kalimerum
3.Usměvavý Parní Vál
4.Čertpréze
5.IEEE Anal
6.LSD Monitor
7.Kozí Dech
8.Luhování Mrtvoly(OVS cover)
9.Tehace
10.Pigface
11.Robot Debil

Bu aralar değişik bir şeyler arıyorum amma aa kendi özümden de pek ayrılmak istemiyorum diyorsanız BByB bu iş için biçilmiş kaftan.




Lord Magius/Haribo Extreme Culture aittir.

Devamını okuyun...>>

Zombie Island (Kısa film)




Zombie Island

Devamını okuyun...>>

27 Eylül 2009 Pazar

Seed(2007)


Son zamanlar da çıkan saçma sapan hollywood korku filmlerinden bıkkınlık gelmişken arada patlak veren klas filmler gore gönülümüze bir nebze olsun su serpiyor.Bu filmlerden biri de Seed.

Filmin yönetmenliği alman yönetmen Uwe Boll tarafından üstlenilmiş aynı zamanda senaryoyu da oturmuş bir güzel kendi yazmış ve ORtaya modern bir grindhouse filmi ortaya çıkmış diye bilirim.

90 dakika süren filmde,75.dakikasına kadar sıradan ilerlerken son 15-20 dakika her şeyi kopartıyor.


Max Seed adında ki acayip deneysel bir seri katili konu alan film açıkça Uwe Boll den beklenmeyecek güzellikte.Yönetmenin diğer filmlerine baktığınız zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Filmin kahramanı Max Seed 6 yılda 666 kişi katletmiş az gözükse de ortalama alındığında ve olaya diğer acıdan bakıldığında oldukça satanik bir seri katil.Kurbanlarını uzun sürelere yayarak ve onları kameraya kaydederek öldüren seed;Oldukça acımasız işler yapmakta.


Duvara attığı çizik sayısı kutsal rakam olan 666 ulaşınca görevini tamamladığını düşünen seed polislere kendi yolları ile teslim olur.Elektrikli sandalye de idama mahkum edilecektir.Dedektif Matt Bishop tarafından yakalanır.Dedektif Bishop yıllardır Seed in peşindedir.Elektrikli sandalye bağlanır ancak aparatlardaki aksaklık yüzünden Seed ölmez ve 2 kere 1,500 volt çarpılır fakat nafile.Eyalet kanunlarına göre 45 saniye 1,500 volt elektriğe dayanan her kimse suçu ne olursa olsun serbest bırakılmalıdır.Dedektif Bishop ve hapishane müdürü D.Ward bunu bilmelerine rağmen Seed öle gömerler.Gömdükleri gece Ayaklanan Seed mezarından çıkar ve intikam için geri döner...

Sıfır acıtasyon ile ilerleyen film gayet güzel.Özellikle Max Seed tarzı oldukça acımasızca.Tam bir Autopsy fanı olduğu belli.Ayrıca 2007 yılında New york korku sineması festivalinden de En iyi özel efekt ödülü ile ayrılmış.


Kam Lee aracılığı ile tanıştığım bu film her kazımacının rafında yer alması gereken bir yapıt.



Haribo puanı:Hammer to the Skull

Lord Magius/Haribo Extreme Culture aittir.

Devamını okuyun...>>

Scott Ellis@Ex - Warface - Inquisition





Devamını okuyun...>>

Slayer - Seasons in the Abyss





Devamını okuyun...>>

24 Eylül 2009 Perşembe

Nile - Those Whom The Gods Detest(2009)



Biz Türk olduğumuzdan bu "ezgilere" doğuştan aşina olduğumuzdan mıdır bilemiyorum ama neredeyse tüm yeryüzünde bu işleri kovalayan kazımacıların gözdeleri arasındadır NILE.
Gerek tüm çalışmalarında o kuzey Afrikada konuçlanmış Mısır ülkesinin tarihindeki karanlık, sisli ve de hiç şüphesiz gizemli alemlerine, olay ve savaşlarına yer vermesi gerek ise büyülerine ve ritüellerine ağırlık vermesi hatta başka bir deyişle tüm müzik altyapısını aynı zamanda içeriğini de bunların üstüne kurması grubu cazip kılıyor ki o lezzet ortalıkta pek yok.
Benzer işler olsa da bu disiplin ve yoğunlukta işlenmediği için death metal fanlarına Karl Sanders hastalık halinde fanatizmi beraberinde getiriyor.

Tayfayı bir anımsatalım,

Karl Sanders - Vokal, gitar, bass gitar, keyboard
Dallas Toler-Wade - Gitar, bass, vokal
George Kollias - Davul

Albüm, hem MORBID ANGEL hem de HATE ETERNAL dan bildiğimiz death metalin tacsız prensi ERIK RUTAN ın mekanında onun hükmü altında mixlendiği için zaten tartışılmaz olan saygısı olsa olsa artmıştır gözümde, şu işe inanmak ve bir gün Morbid Angel da ki babalar bu işleri bıraktığında tahtlarına oturacak adam olması da cabası ;)

Nuclear Blast Records etiketli Those Whom The Gods Detest şarkıları:

1.Kafir!
2.Hittite Dung Incantation
3.Utterances of the Crawling Dead
4.Those Whom the Gods Detest
5.4th Arra of Dagon
6.Permitting the Noble Dead to Descend to the Underworld
7.Yezd Desert Ghul Ritual in the Abandoned Towers of Silence
8.Kem Khefa Kheshef
9.The Eye of Ra
10.Iskander D'hul Karnon

İşe ezd Desert Ghul Ritual in the Abandoned Towers of Silence ile başlamak bu kez uygun olacak, sıralamayı bozmak pahasına.
Değişik kafalarda değişik alemler odanıza gelecek dinlerken. Vurmalıların cirit attığı insanı ürperten bir ayinin içine gireceksiniz. Ses sistemi avaraj üstü ise sanki zevk alabiletiniz daha yüksek.

Kafir!, elbette adı ile bize enteresan gelecektir.
Şarkı da cok vurucu ve gaddar. George herifinin en güzel partisyon ve de performanslarından birisi de budur zannımca. Bir de şıkır şıkır cam gibi tonlanmış davul da olursa tadından yenmiyor işte. Bir de o ezanlar dualar hadisesi var ki evlere şenlik, umarım hizbullah filan düşmez peşlerine.
Aralara serpiştirilmiş cift vokaller ise aparküt gibi geliyor, ağar kazımasyon söz konusu her fırsatta hem de.

Utterances of the Crawling Dead, albümdeki en "death metal" kanı taşıyan parça aynı zamanda. Muhteşem gitarlara yataklık eden alt yapıdaki gonglu çanlı atraksiyonlara alışığız da grubun karakteristiği de bu, ruhlu insanların elinden çıkma kısacası.

4th Arra of Dagon, 8 küsür dakka boyunca zihne zulümdür başka bir şey değil.
Bilhassa vokal kısımları cok görkemli, insanın deve üstünde gezesi geliyor bir başka oluyor macera hevesiyle doluyor insan. Ağır metronomda bol cift kros, hızar gibi gitarlarla keskin riffler, uğultu hayvansal vokallerle meram anlatmalar, ne iflah olmaz Ra Klopatra Piramid vs imiş ne bu Mısır cılık birader dedirtiyor dinleyiciye.

Permitting the Noble Dead to Descend to the Underworld, kısmen düşmüş tansiyonu tavan yaptıran parça olarak hafızalara kazındı.
Kollias ın kulağını cekmişler, sacı sakalı döktün yetti gayri, adam gibi kazı şunu, diye fısıldamışlar ki elindeki avucundakini dökmüş ortaya. Bikac kere peşpeşe dinlendiğinde kalp sıkıştırır böyle işler..

The Eye of Ra fonda çalarkene google resim aramadan oralara bakmak başka bir zevk. Daha pasaport sahibi bile değilken öyle concon turlarla filan gidemeyeceğimize göre Sanders dayının rehberliğinde takılıyoruz.
Parçanın giriş safkan Nile malı işte, ense köküne darbelerle girişlere cok varım ama akabinde de kazımadan ödün verilmeyecek. Vokaller anlatıyor gene, biz de dinliyoruz.

Iskander D'hul Karnon, yallah el habibi gazına cok sanatsal atraksiyonları barındırabilmiş bir çalışma.
Eh adamlar virtiöz kıvamı, öyle bir eğitim alet edevat ekipmana bir de RUTAN eklenir böyle uzun vadede kıymeti daha iyi anlaşılabilecek bir görkemli şarkı gelir bu yeryüzüne, özellikle vokalle tamtamcının yaratıcılığı dudak yakıyor.

Albüm yakın zamanda raflarda olur, alın dinleyin ve hayal edin.
Grubun sitesi:
http://www.nile-catacombs.net/
Myspace adresi ise,
http://www.myspace.com/16993157







Devamını okuyun...>>

23 Eylül 2009 Çarşamba

CYBORG - 1989



Tüm zamanların en fantastik en uçuk sinema filmlerinden birisidir CYBORG.
Hem kurgusu hem mekanları hem de çekildiği tarihteki bütçesine göre "kvlt" diye nitelenen film, seyircisine bambaşka bir zaman dilimi bambaşka ve vahşi bir yaşam bol vurdu kırdı bol adrenalin vaad ediyor.

Filmin künyesi:

Yönetmen: Albert Pyun

Jean-Claude Van Damme ...Gibson Rickenbacker
Deborah Richter ...Nady Simmons
Vincent Klyn ...Fender Tremolo
Alex Daniels ...Marshall Strat
Dayle Haddon ...Pearl Prophet
Blaise Loong ...Furman Vux / Pirate / Bandit
Ralf Moeller ...Brick Bardo (as Rolf Muller)
Haley Peterson ...Haley
Terrie Batson ...Mary
Jackson 'Rock' Pinckney ...Tytus / Pirate / Bandit
Janice Graser ...Vorg
Robert Pentz ...Base / Pirate / Bandit
Sharon K. Tew ...Prather / Pirate / Bandit
Chuck Allen ...Vondo / Pirate / Bandit
Stefanos Miltsakakis ...Xylo / Pirate / Bandit
Konusuna gelince, açlığın ve sefaletin hüküm sürdüğü ortalığın ise harabeye döndüğü abd de çeteler ve veba ile uğraşan bir avuç insanın öyküsüdür.
Fender, gaddar ve acımasız bir çete ile ortalığa dehşet saçmaktadır.
Bu esnada bir grup bilim adamı, Atlanta şehrinde söz konusu salgın ile ilgili bilimsel araştırmalar yapmaktadır ve sonuca cok yaklaşmıştır.
Bunun kokusunu alan Fender herifi, hayatından fedakarlık ederek yarı insan / robot bilim kadınına dönüşmüş aşının bilgilerine sahip Pearl ü de alarak işin merkezine yani Atlanta ya yollanır.
Giderken de ortalığı gene yakıp yıkmakta akla ziyan şekillerde insanları katletmektedir.
Bu esnada sıradan ve savunmasız insanlara yolculuklarında yol boyunca karşılaşacakları tehlikelere karşı belli bir ücret karşılığı eskortluk yani fedailik eden Gibson ( J.C.V.D.) olaya bir sekilde kıyıdan köseden musallat olur ayrıca da eski bir intikam hesabını ödetmek için Fender in peşine düşer ve olaylar gelişir.



Bikac enfes dövüş sahnesi bir carmıha çivilenme sahnesi ve de beklenildiği üzere finalde sağanak yağmurun altında izbe bir oto mezarlığındaki aksiyonları ile beklentinin çok ötesinde bir yapım.
Bazı karakterlerin filmdeki isimleri ki bunda başroldekiler de dahil, çeşitli gitar, gitar anfisi vs markalarından oluşu isa bir muallak.
Fender, Gibson, Pearl, Tremolo, Tapping, riff, cift kros vs vs izleyiciye
elbetteki enteresan geliyor :)
Bunun haricinde yönetmen de işi bilen bir tipmiş, adrenalini tam kıvamında ve zirvede tutmasını cok iyi bilmiş.

Tv de de muhtelif zamanlarda defalarca oynamış filmi hala izlemediyseniz tez zamanda edinin ve fantastik kuntastik bir alem ile 120 dk oyalanın gününüz anlam bulsun.






Devamını okuyun...>>

Cevik zeki sexxi futbolcular sahada



Daha önce de tanıttığımız "İç Çamaşırı Futbol Ligi" yeni sezona kıran kırana maçlarla girdi.
2009-2010 sezonu Eylül'de başlayan Lingerie Football League yani LFL'de Doğu ve Batı Konferası'nda 5'erden 10 takım yer alıyor. Eski NFL koçlarının çalıştırdığı ve mankenlik de yapmış olan eski sporcuların oluşturduğu LFL ekipleri, yeni sezona hiç olmadığı kadar popüler başladı. Bu sezon 20 hafta devam edecek olan LFL'de maçlar NHL maçları için kullanılan büyük stadyumlarda oynanıyor.

Doğu'dan Philadelphia Passion, Chicago Bliss, Miami Caliente, New York Majesty, Tampa Breeze ve Batı'dan da Dallas Desire, Denver Dream, Los Angeles Temptation, San Diego Seduction ile Seattle Mist'in oluşturduğu LFL yeni sezonda internet üzerinden de canlı olarak takip edilebiliyor.(Kaynak: Habertürk )

*Görseller:


























Devamını okuyun...>>
Related Posts with Thumbnails