Fransız sinemasının 70’li yıllarda yarattığı “Emmanuelle” karakteri ve bu karakter ile çekilen bir çok soft-erotik seri tüm dünya çapında büyük ilgi gördü. Serinin elde ettiği başarı ve popülerlik, sexplotion türünde sıra dışı ve sansasyonel filmler otaya koymuş olan usta yönetmen Joe D’Amato nun gözünden kaçmamış ve bu furyada kendi payına düşeni en iyi şekilde değerlendirmiştir.
Aynı zamanda bu seri bir turizm rehberi havasındadır. Amerika’dan uzak doğuya kadar pek çok ülkede çekimler yapılarak uluslararası bir içerik kazandırılmıştır filmlere. 1972 yapımı Emanuelle In America D’Amato nun serideki ikinci filmidir. Arkasından gelen Emanuella Around The World filmi ile ortak bir kurguya sahip bu filmde, Laura Gemser (Emanuella) her türlü tehlikeye cesurca atılan ve özgüveni son derece yüksek, kadın istismarına dair bütün gerçekleri tüm çıplaklığı ile ortaya sermeyi kafasına koymuş bir foto muhabir/serbest gazeteci olarak karşımızdadır. New York’ ta başlayan hikayemiz Emanuella’nın, Eric Van Darren (Lars Bloch) isimli baronun malikanesinde kurduğu harem benzeri, her türlü cinsel arzunun tatminini amaçlayan ve bu anlamda sınırları zorlayan ortama dahil olmasıyla sıkı bir başlangıç yapar.
Malikaneye seçilen kadınların her birinin ayrı bir burçtan olması ve havuz başındayken üzerlerinde kendi burçlarını simgeleyen amblemlerin yer aldığı tangalarla ortalıkta gezinmeleri türünden bir çok fanteziyle karşılaşmak mümkün bu sahnelerde. Özellikle baronun bir akşam tüm ahaliyi toplayıp çiftlikteki ahıra götürdüğü sahne izleyenleri hayrete düşürecek cinsten. Burada baron, kızlarından birisinin ahırın içindeki bir atın karşısında çırılçıplak bir şekilde ve şehvetli inlemeleriyle hayvanı azdırmasını konuklarına izlettirir. Emanuelle, işine yarayacak görüntüleri kolyesinin içinde yer alan minyatür fotoğraf makinesi ile çektikten sonra burada daha fazla yapacak bir şeyi kalmadığından kaçarak orayı terk eder. Tabi bu arada da ortamdaki her türlü zevkin tadını çıkarmayı da ihmal etmez.
Kaçarken evde tanıştığı bir adamın arabasına saklanan seksi muhabirimiz, bu şahsın Mount Elba dükü olduğunu öğrenir. Gerçek bir dük olmasını hayretle karşılayan Emanuelle, yeni bir maceraya atılmanın heyecanıyla, adamın davetini memnuniyetle kabul eder. Tam anlamıyla aristokrat bir karakter olan Dük Alfredo Elvize (Gabriele Tinti), misafirini güzel karısına takdim eder ve evliliğin güzellikleri hakkında Emanuelle’ya kısa bir nasihatte bulunarak, en kısa zamanda kendisinin de bunu denemesi gerektiğini söylerler. Fakat evliliğin özgür aşkı öldürmek demek olduğunu dile getiren oyuncumuz, bu konudaki net tavrını ortaya koyar ve evlilik hakkında ki tereddütlerinin boşa olmadığı kısa sürede bir kez daha kanıtlanır. Alfredo ve karısı cinsel tatmin konusunda bir hayli sıkıntı içindedirler. Evliliğin getirmiş olduğu cinsel monotonluk sorununu gayet iyi bilen Emanuelle, bu duruma hiç şaşırmaz ve çiftin bu konudaki sıkıntılarını, olaya direk dahil olarak çözer. Bu anlamda filmdeki Emanuelle karakteri, adeta cinsellik konusunda eğitici/öğretici bir misyona sahiptir.
Dük ve karısının malikanelerinde vermiş oldukları davette Emanuelle, bu kez de burjuva kesimin arsız ve çılgınca seks partilerine şahit olur. Bu davette öğrendiği,ahlaksız zengin kadınların her türlü fantezilerini icra edebilecekleri bir tatil köyünden haberdar olur ve hemen yola çıkar. Burada parayı bastıranın zevkine göre istediği tarzda erkeği satın alabildiğini gören Emanuelle fırsattan istifade, yapacağı haber için bolca malzeme toplar. Bu sefer de erkeğin cinsel bir obje olarak tüketimine şahit olan seksi yıldız, cinsel istismarda erkeğin de en az kadınlar kadar bu işte kurban olarak seçilebileceğini görür. Pansiyondaki odaları tek tek dolaşıp, kapı aralıklarından resimler çekerken, bir odada gördüğü olay kendisini dehşete düşürür. Burada müşteri olan kadın seçtiği adamla sevişirken videoda son derece şiddet içerikli hardcore seks sahnelerini izleyerek tatmine ulaşmaktadır. Bu duruma bir hayli öfkelenir muhabirimiz.
Emanuella In America, hem kurgu çeşitliliği hem de dozu her saniye yüksekte olan macera dolu atmosferiyle, seyir zevkimizi doyuma ulaştıran bir yapım. Her daim, sexplotion türünün takipçilerinin baş yapıtlarından biri olmayı sürdürecektir diye düşünüyorum. Kısa bir süre önce hayata gözlerini uman efsanevi Emmanuella serisinin muhteşem oyuncusu Sylvia Kristell’ide saygıyla anmadan geçmek istemiyorum. O güzel bedeninin huzurla uyuması dileğiyle…
Weasel/Haribo extreme culture aittir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder