15 Haziran 2011 Çarşamba

Pornoizm


Yasakların bol olduğu bir ülkede yaşamak herkese kısmet değildir, bilirim. O yüzden hiç yadırgamıyorum şimdi de “porno”nun yasaklanmasını. İster sanat olarak bakın olaya, isterseniz de kelime anlamıyla bakın. Sonuç pek değişmiyor. Ülke insanlarının zihin yapısı değişmedikçe kelimenin içini doldurmak bir hayli zor görünüyor. Sahi “porno” kelime anlamı olarak neyi ifade etmektedir?

Porno, ahlaki değerlerle ters düşen eylemler olabildiği gibi, üremek ya da salt zevk için sevişmenin kayıt altına alınmasıdır aynı zamanda. Peki pornoyu kaydetmek ya da sadece seyretmek normal midir? Bu tartışılır. Ama iki cinsten insanın birleşmesini izlemek yeni bir şey değildir. Hatta Spartacus adlı dizide bile asil bir soylunun isteği üzerine iki kölenin birleşme sahneleri çekilmiştir. Tabii bu birleşmeyi olaya şahit olan gözler de doya doya seyretmiştir.

İçinde aksiyonun gırla döndüğü holivud filmlerinin hemen hepsinde kalontor adamların pornoya olan yaklaşımlarına hep bir dokundurma olur. Ya özel bir parti verilmiştir ya da bir otel odasında iki bin dolarlık takım elbisesini hararetle çıkarırken içeriye sadece iki kız girmiştir vs. Bu da herkesin bildiği; ama pek dillendirmediği konulardan biridir zaten. Bu pornoculuk olayı şu an halka yasaklanmaktadır; ancak halkın kafasında yer etmesi “halktan olmayanlar”ın yüzündendir.

Daha birkaç ay öncesinde Şahin K.’nın yeni filmi “Günah Keçisi” nin tanıtım filmi bütün sosyal medya sitelerinde vardı. Hatta Şahin K.’nın daha önceki yapımları internette izlenme rekorları kırdı. Şahin K. memlekette ne kadar talk show varsa neredeyse hepsine katıldı. Ne oldu? Halkın ahlakı mı bozuldu? Yoksa herkes gülüp geçti mi? Hepimiz gülüp geçtik. Doğruya doğru.


Canımızın yandığı yerlerden biri de, çok değerli kabul ettiğim yönetmen Fatih Akın’ın “Duvara Karşı” filmine yöneltilen haksız eleştirilerdi elbette. Sibel Kekilli’nin ailesinin gündeme gelmesi ve tehditlerin havada uçuşması bir yana, bütün tartışmalar filmin “porno” film olduğu yönünde tıkandı. Bugün bile görüşü dar olup, filmi izleyenemeyen (!) insanların gözünde “Duvara Karşı” pornodan başka bir şey değildir.

Ama işin öyle bir tarafı vardır ki, işte hepimizin durduğu andır bu. 05 Haziran’da çıkan yazısında Onur Caymaz’ın da bahsettiği gibi çocuk pornosu! Sağlıklı ve normal akıllı her insanın kanını donduracak kadar insanı yerine mıhlayan iki kelimedir. Basit, tümevarımcı, bir isim ve bir sıfat. Etkisi tartışılmaz: Çocuk Pornosu!

İnsanoğlu - maalesef – pornonun değişik yöntemlerini, eğilimleri sonucu keşfetmiştir. Hayvan pornosu, ceset pornosu ve çocuk pornosu! Bilindiği gibi psikoloji terminolojisinde bunları adı sırasıyla: Zoofili, nekrofili ve pedofilidir. Yani bir çeşit hastalık!

Pornonun yasaklanmasını isterken bunları da göz önünde bulunduralım. Hangi tür pornoya karşı önlem alalım? Bu hastalıkların yaygınlaşmaması ve kişiyi özendirmemesi için ne yapalım? Ki bu konular ülkemizde gündeme pek gelmez, pek fazla insan da bu tarz konularda vakit kaybetmez. Okuyanlar bilir, değerli yazarımız Şebnem İşigüzel son romanı “Kirpiklerimin Gölgesi”nde pedofiliye yer veriyordu. Konuyu iyi işlemişti. Orada vahşeti okuyup da bu olaylara duyarsız kalan insan tanımam.

Tuna Bahar tarafından yazılmıştır.

Twitter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails