1 Temmuz 2010 Perşembe

Nashgul Röportajı





1. Öncelikle görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Nasıl gidiyor? Nashgul den yeni haberler var mı?

Santi – Selam, Pazar öğleden sonrasında Saturnalia Temple”UR”dinleyerek röportaj için hazırlanıyorum.. hala yeni LP mizin çıkışını bekliyoruz, ve bir sonraki splitlerimiz için şarkı hazırlıyoruz, aynı zamanda Gruesome Stuff Relish’le de yapacağımız bir canlı performans olacak. O adi herifleri yeniden canlı görmek için sabırsızlanıyorum.

2. Hayranlarınız yeni albumunuz El Dia Despues Al Fin De La Humanidad’ı nasıl buldular?

Hector- şimdiye dek aldığımız görüşler iyi, ama bilmek için çok erken. Hala Lp nin çıkışını bekliyoruz, 30 cmlik içinde tanıtım kitapçığı ve müthiş bir poteriyle (Torture Garden Pictures [USA] ve Trabuc Rcds. [ispanya])… ama uzun sürüyor..

3.Tüm bunların kaydı nasıldı? Stüdyoya gittiniz mi? Prodüksüyon maliyetli miydi? Mümkünse kayıt tekniklerinizden bazılarını anlatabilir misiniz? Kayıt sizin için zor mu yoksa kolay bir süreç mi çocuklar?

Hector –her şeyin kaydını şehrimizdeki Estudios Bonham’da yaparız. Bu son album her zamankinden daha uzun sürdü, çünkü daha iyi bir kalitede olsun istedik.. bu yüzden de evet, daha pahalıydı.

Genelde ilk başta tüm enstrumanları canlı kaydederiz.. ve sonra da vokalleri, böylelikle kayıt aynen çaldığımız gibi olur. Albumleri mükemmel olan canlı dinlediğinizdeyse hayal kırıklığı yaşatan bir çok grup biliyoruz, bu yüzden de hiçbirşeyi abartmıyoruz ki bizim başımıza da aynısı gelmesin. Nashgul karanlık ve kızgındır, teknik zırva yoktur.

4. son albumunuzdeki kıyamet sonrası konulu tema oldukça iyi. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz? Sonraki album temanız için hazırda bazı fikirleriniz var mı?
Santi –nashgulde hepimiz korku ve kıyamet sonrası filmleri severiz. Bu yüzden sözlerimizi biraz değiştirmeyi ve sosyal korkular üzerine şarkı sözleri yapmayı düşünüyoruz, mesela sizin de bildiğiniz sosyal altyapılı birçok korku filmi var (George A.Romero’nun Yaşayan Ölüler’i örneğin)… ve ne kadar da öfkeliysek topluma o derece severiz hepimiz korku ve gore (kanlı) tarz filmleri, yani bu sadece kendiliğinden olan bir şey..

5. Son turunuz Grind After Death nasıl gitmişti ve yeni tur planınız var mı?

Hector - her şey çok güzeldi. Tur tarihlerinin belirlenmesi ve organizasyonu işine Luc (DoomStar Bookings/Fubar) baktı. İspanya dan belçikaya uçtuk ve and Nicola (Bones Brigade Rcds.) orda bizi bir minibüsle bekliyordu, bizi Fransa, Almanya, Polonya, Slovenya, çek cumhuriyeti ve slovakya’ya götürdü. Dönüş yolculuğu tamamen aynıydı. Cehennem gibi bir 900km lik yolculuktan sonra ispanya’ya uçarak döndük ki orda da dönmeden önce bir 300 km daha minibüsle yolculuk etmek zorundaydık. Tek bir mola bile vermeden 22 saatlik yolculuk!!

Tur daha önce hiç görmediğimiz ülkelerde geçen 11 gündü, ve hepimizin iyi zamanları, anıları oldu en karmaşık gösterilerde bile olsa da! biz çalarken ses düzenleyicisini tetris oynayarak harcayan ses mühendisimiz gibi…

Şimdilik aklımızda bir tur yok, belki yaz için bazı Avrupa festivalleri olabilir. Sonraki turlarımız için daha farklı yerler düşünüyoruz, Amerika, İskandinavya, Japonya gibi… daha önce görmediğimiz yerler. Teklifler hoş karşılanıcaktır!


6. Yeni Split Ep gibi şeyleriniz var mı planladığınız yakın zamanda? Nashgul için ne geliyor şimdi?

Hector -Texas’lı arkadaşlarımız PLF (Pretty Little Flower; grind grubu) ile Fransız Bones Brigade Records’tan çıkacak 7li Split hazırlığındayız. Bundan ayrı olarak başka bir şey yok aklımızda, belki bir başka split ya da yeni bir LP olabilir. Bilmek için çok erken!

7. Kapak çiziminiz çok değişik olmuş. Kim yaptı bunları?
Hector –World Down Fall’la yaptığımız split in kapak tasarımı arkadaşımız Emma Rios (http: // steinerfrommars.blogspot.com/)’a ait… ama kalan diğer tüm grafik çalışmaları basçımız Luis’e ait. Çalışmalarını görmek isterseniz http://sendonluis.blogspot.com/’a bakabilirsiniz.

8. Hangi gruplardan esinlenirsiniz?

Santi –Asıl etkilendiklerimiz klasik Grindcore/Death Metal/Punk Crust grupları, mesela: Repulsion, Napalm Death’in ilk çalışmaları, Terrorizer’ın ilk hali, eski Carcass, Brutal Truth, Discharge, Extreme Noise Terror, Assuck, Autopsy, Wolfpack, Amebix, Nuclear Assault, DRI….uffff milyonlarca grup…..

Hector –Etkilendiğimiz bir çok grup var, Nausea(NY)’dan Iron Maiden’a, Assuck, Sacrilege, His Hero Is Gone ve yüzlerce Grindcore,Punk, Thrash, Heavy Metal, Crust grubu…

9. Sesinizi ve müziğinizi tarif edebilir misiniz?

Santi –belediye başkanının kıçındaki orta parmağı sunmak gibi çıkıyor ses..

10.En sevdiğiniz gruplar hangileri? Ve Türkiye’den bildiğiniz var mı hiç?

Hector – Favori gruplarımı sayamam, sonu olmazdı çünkü… 70, 80 ve 90’ların ve aynı zamanda da günümüzün bir sürü Punk, Grind, Thrash, NWOBHM, ve Death Metal grupları..
Türkiye’den sadece Sakatat’ı biliyorum, çok iyi bir Old School Grindcore’lar.

Santi –Santi- bence de öyle. Takıntılı olduğum bir sürü farklı çeşitte Punk/Hc /Grind /Death /Black /Heavy /Noise’dan tut da 60/70lerin Rock, ambient, soundtrackları, old electronic şeyler… Darkthrone, Repulsion ya da Autopsy’ i dehşet severim, aynı şekilde Black Sabbath, Blue Oyster Cult ve tonlarca 70lerin az bilinen rock gruplarını da dinlerim……

11.Sahnede çalmayı seviğiniz parçalar hangileri?

Hector –çoğunlukla son albumumuzdeki parçalar, sanırım hala yeni oldukları için…
Santi –eskilerden çalmayı sevdiklerim de var aynı zamanda, özellikle seyirci onlarla coşuyorsa, bu bana şarkıyı milyonlarca defa çaldığımı unutturuyor.. eheh…



12. Avrupa ve Amerika death-grind’ıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Santi – Klasik klasiktir….Harbi sevdiğim diğer Amerikan Death klasikleri Massacre’nin ilk zamanları, Incantation, Master, Abomination ya da daha guncel gruplar mesela: Nunslaughter, Funebrarum....soyleyecek oyle cok grup var ki….Aynı şekilde Avrupa sahnesinde de: Bolt Thrower, Asphyx, eski Pestilence, Cancer, Benediction, Pungent Stench vs…en bitirici grupları: Funebre, Demigod, Demilich….Klasik İsveç: Merciless, Treblinka, Unleashed, Carnage vs….ve gunumuzdense: Verminous, Kaamos, Interment, Genocrush Ferox, Scurvy…diğer ülkelerden Obliteration, Anatomia, Coffins, Necros Christos ve liste işte böyle uzayıp gider!!
Grind’la alakalı olarak sadece son birkaç ayda sevdiğim yeni gruplardan bazılarını söyleyebilirim: Mass Grave, 50/50, In Disgust, Bloody Phoenix, Marrow, Parlamentarisk sodomi, Roskopp……

Hector - Amerikan Death Metal’ini asla gerçekte o kadar da sevmedim, sadece Autopsy/Abscess ve eski 80'ler - 90'ların başı, Tampa Bay, Florida grupları... ... Morbid Angel, Obituary, Death gibi... Amerikan Grindi mi? Repulsion, Assuck, Exhumed, Brutal Truth gibi klasikleri seçerim.. ya da bugunden PLF, Insect Warface,
Cretin, Massgrave, Phobia...
Avrupa Death Metalini Amerika’dan daha çok severim, özellikle eski İsveç Death Metal’ini… Entombed, Dismember, Nihilist, Cemetary, God Macabre, Grotesque, Repugnant... ve günümüzdeki Tormented, Tribulation... ve kahrolası Death Breath! Ve 2 muhteşem İspanyol grubu, Teitanblood ve Graveyard...
Avrupa grind’ı mı? Yuzlerce grup sayabilirim. Ama bunları hepimiz biliyoruz zaten, bu yuzden gerek de yok!

13.En sevdiğiniz korku filleri hangileri ve İspanyol korku filmleriyle alakalı düşünceleriniz neler? Ben çok severim İspanyol korku filmlerini:D

Santi –bir korku filmi manyağıyım ama sevdiklerimden bazıları: The Wicker Man (1973)(Lanetli Ada-1973), The Beyond( İtalyan 1981 yapımı), Suspiria, Let the sleeping corpses lie, George A.Romero’nun Yaşayan Ölüler üçlemesi, ,eski John Carpenter, Jorg Buttgereit, Hammer filmleri, Amicus, Universal, 70ler/80lerin korku filmleri, eski İspanyol/İtalyan korku filmleri, Exploitation, Sexploitation, …uff anlatacak o kadar çok var ki……İspanyol filmlerindense favorilerim: The Blind Dead Tretalogy, Horror Express, The day of the beast, Who Can Kill a Child?, biraz Jess Franco, biraz Paul Naschy……

14. Böylesine dehşet müzik yapmanıza etki olan başka şeyler var mı, içecek gibi mesela?

Santi – İspanya iyi becerir!!! En azından İspanyol zırvalarını çekmek zorunda olmadığımız kuzeybatı bölgesindeki Galicia’da yaşıyoruz. Hala politikacılarca haksızlığa uğratılan , toplumda tutunma adına aptal işler yapmakla yükümlü, ve bu siktiğimin gezegenindeki herkes gibi benzeri şeylere mahsur kalıyoruz. Ama en azından yaşadığımız yerden zevk alarak kaçabiliyoruz her şeyden, ve milyonlarca turist tarafından istila edilmiyoruz. Kahrolası nefret dolu grind’ ı çalıyoruz çünkü söyleyecek şeylerimiz var, sadece eğlenmek için değil. Tangalarıyla karı dansı yapan siktiğimin pornogrind’çileri değiliz. Sokayım böyle şeye. Burada demek istediğim, bazı Grincore’lar var grindgore ve horrorgrind ya da her nasıl demek istiyorsan öyle işte –işini ciddiye alıp çalan adamlar, kendilerini adayarak, bu muziğin temellerini bilerek ve gerçek grindcore vasfına sahip olan….. şimdi Napalm Death “From Enslavement To Obliteration” dinleme zamanı işte…Ughh!!!

Hector –ot? Ot çekip bu boku çalabilmemin yolu yok. Biz hayattan ve etrafımızdaki şeylerden esinleniriz. Bize sürekli neden İspanyol Grind’ının çok uçlarda olduğunu souyorlar.. peki.. hergün bokla çevriliyiz, zengin ülkelerdekiler anlamayacak bizi belki, ama biz burada politik yozlaşma, polis tacizi, orta ve alt sınıfa karşı ayrıcılık yapan kanunlar, yüksek işsizlik oranları, kendini yöneten sosyal merkezlere karşı süren savaşlarla yüzleşiyoruz… neyse İspanya siker! Ve ben bu sirkin biteceğine de ihtimal vermiyorum. Bu yüzden de sanırım nefret dolu grincore çalmamız için yeterli sebebimiz var.

15.Bir metal grubu olmasaydınız ne yapıyor olurdunuz?

Hector –2 şey olabilirdi: okuldaki çoğu sınıf arkadaşım gibi bir sonum olabilirdi: bir despot, ya da mahallemdeki insanların çoğu gibi bir sonum olabilirdi: 90lar boyunca kullandıkları tüm o boklar yüzünden psikiyatri hastanelerine düşen uyuşturucu bağımlıları gibi.

Santi – bu soruyu düşünürken korktum.. ahahah


16. Peki şimdi bir zaman kapsülüne atlayalım ne Nashgul’ün ilk günlerine dönelim. Nasıl başladınız?

Hector –2001’di, sesyalıtımı özelliğinden mahrum bazı eski küçük prova odaları vardı şehir dışında.. polis sürekli ses yüksekliğini ölçmeye gelir ve mekanımızı alacağını söylerdi. Ama asla gerçekten yapmadılar bunu! İyi zamanlardı… tüm öğleden sonralarımızı orada geçirirdik, 4ten akşam 10a kadar… yanımızda bir süpermarket vardı ve sürekli bira stoklarını bitirirdik… müzikte bir yerlere geliceğimizi düşünmedik hiç, ve bugun buradayız, gerçekten bir şey yaptık… ve waaaww… bu garip ve beklenmedik bir duygu düşündüğümüzde…

17. Machetazo’da çaldınız mı ? dopi’yle çalışıyor musunuz hala?

Santi – geçen yıl boyunca Machetazo’yla canlı çaldım, ama şimdi onlarla çalmıyorum….ama evet, bu dünyayı daha beter bir hala getirmek için Rober and Dopi’yle çalışıyorum hala ….yakında göreceksiniz! Çok yaşa Machetazo!!!

18. Cover çalmayı düşündünüz mü hiç?

Santi - bazı slow parçaları coverlamayı isterim aslında…. Eyehategod, Grief, Corrupted ya da eski Godflesh gibi grupları coverlamak ilgimi çekiyor çünkü slow parçalar hızlı parçalar kadar ilgimi çekiyor…aynı zamanda ilk Defecation albumunden de bazı parçaları coverlamak isterim çünkü Terrorizer ya da Carcass grupları gibi aynı seviyede ve grind fanlarından daha fazla ilgiyi hakediyor, 2. albumleri bok gibi olsa da hahah…

Hector –Repulsion’nun official tribute’u için Slaughter of the Innocent’ı çalıyoruz su aralar. Bazı Punk ya da Heavy Metal parçalarını çalmayı ya da sadece cover parçalardan oluşan bir Ep yapmayı hep istedik… bir gün…

19. Download la ilgili düşünceleriniz neler?

Hector –İnternetten indirmek bana adil geliyor, özellikle ekonomik nedenlerden ötürü, ve aynı zamanda da günümüz müziği, grupları, mayspaces, marka ve diğer zırvalıklarla doldurulduğumuz için. Bugun 2 gunde evde herkes bir album yapabilir ve onu yayınlayacak bir etiket de bulur.
Problem insanların büyük müzik markaları (sokim onlara) ve şimdi zorluklar yaşayan küçük underground markalar arasındaki farkı göremedikleri zaman olur…bunlar benim ve senin gibi insanlar, extrem müzik sevenler ve sadece hissettikleri ve ona inandıkları için album yapmaya paralarını harcayanlar ki şimdi ellerindeki stoktan kurtulamıyorlar, dolayısıyla da bir başka kaydı kolayca düşünemiyorlar ve bu kötü bir çıkmaz. Çoğu kimse 2000 euro’yu riske edemez Grind / Punk / Death Metal’i icra etmek için. Bu yüzden de bu yola baş koyan ve bu işlerin devamını sağlayan herkesi de buradan selamlıyorum.
İnternet benim için bir süzgeç işlevi görüyor, indiriyorum, dinliyorum, ve sadece değerse alıyorum, Amerikan markası şeylere örneğin, posta ve diğer masraflara da çok para harcamak zorunda olmayı önemsemiyorum. Cunku bunu hak eden grup ve albumler var.

Santi - underground u destekliyorsanız ve biraz da paranız varsa kayıtlarını alın ve konserlerine gidin… yapmıyorsanız numaracısınızdır ve bi halt etmezsiniz.

20. Türk sevenlerinize söylemek istediğiniz şeyler var mı?

Görüşme için teşekkürler ve Nashgul dinlemeye devam.

Hector –zaman ayırdığınız ve ilginiz için teşekkürler. Daha fazla bilgi için www.myspace.com/nashgul’a bakabilir ya da nashgulcore@yahoo.es’e yazabilirsiniz. Gelenekler ölmeli.

Santi – dağıtmak istiyorum ortalığı !!!!!



Çeviri: Mad Butcher

Haribo extreme culture aittir.
Related Posts with Thumbnails