1980’lerin başı video ev
sistemlerinin yükselişe geçtiği yıllar olarak, sinema tarihinin hemen hemen tüm
eserleri evlerin en yakına açılan ‘‘Videocu ‘‘ dükkânlarla izleyiciye
sunulurken, diğer yandan katliamın başladığı yıllar olarak adlandırılabilir.
Katliam yıllarından ise
1970’lerin sonundan 1980’lerin ortalarına kadar altın çağlarını yaşayan slasher
filmleri, vhs döneminde en ilgi çeken filmler olarak nitelendirilebilir.
Özellikle Beyaz perde de ki daha yüksek bütçeli filmlere göre, vhs filmleri türdeşlerinin
izinden giden bu ucuz yapımlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Teknik detaylar açısından
standart ölçülerde hatta zaman zaman vasatın altında kalsalar da sinemanın
büyüleyici ve sıra dışı atmosferini evlere taşımakta üstlerine yoktur.
Peki, şimdiye kadar izlediğiniz en tuhaf slasher filmi hangisi?
Eğer Blood Beat (1983)
izlemediyseniz bu sıra dışı filmi izledikten sonra cevabınızı alabilirim.
Fabrice A. Zaphiratos
tarafından yönetilen filmin senaryosu da kendisine ait. Zaphiratos bu filmden
sonra başka bir film çekmemiş. Aslına bakılırsa en az 3 farklı film
çıkartabileceği bir senaryoyu tek filmde kullanması maddi imkânlarla alakalı
bir durum olarak değerlendirilebilir. Filmde yer alan oyuncuların da
kariyerlerinin başlangıcı ve bitişi Blood Beat ile gerçekleşmiş.
Kusursuz bir durağanlık içinde
seyreden Blood Beat,85 dakika içine kanlı cinayetler dışında, sıra dışı olaylar
zincirini de içinde barındırıyor. Wisconsin de doğa ile iç içe yaşan orta yaşlı
bir çifti çocukları ziyarete gelir. Evin genç oğlanı Ted ailesine sürpriz olarak
yanında kız arkadaşı Sarah’ı da getirir. Ve tüm tuhaflıklar silsilesi de bundan
sonra ortaya çıkmaktadır. Evin annesi olan Cathy psişik güçleri olan bir
ressamdır. İlginç bir şekilde Ted’in yanında getirdiği kız arkadaşı Sarah’ın da
psişik güçleri bulunmaktadır. Burada ilgi çekici olan kısım iki psişik güçlere
sahip kadının karşı karşıya geldikten sonra zincirleme bir felaket reaksiyonun
ortaya çıkması, ancak final sahnesindeki akıl almaz hesaplaşmayla son
bulmaktadır. Slasher filmlerinin gelen yapısına bakacak olduğumuzda Donald
Reagan döneminin sosyal sorumluluk iflası, sosyal sınıfların ve sosyal
politikaların bir eleştirisi olarak karşımıza çıkarlar. Ancak Blood Beat farklı
bir noktadır. Geçmişten gelen bir hesaplaşma olarak nitelendirilebilir. Çünkü
bu kanlı filmde karşımıza çıkan gaddar katil devasa bir samuraydır. Filmin
final sahnesindeki geçmişle hesaplaşma görüntüleri seyirci de şok yaratması
üzerine tasarlanmış.Bu hesaplaşma Birleşik
devletlerin, İkinci Dünya savaşında Japonya da yarattığı korkunç yıkımla
alakalıdır.
Ne kadar kötü ya da ucuz
bir film olarak nitelendirilse de Blood Beat (1983), bir dönem video
furyasından çıkmış iyi yapımlardan biri olarak izlemeye değer bir yapım.Özellikle slasher türüne ilgi duyan korku izleyicilerinin göz ardı etmemesi şiddetle öneriyorum.
Lord magius/Haribo extreme culture aittir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder