16 Ağustos 2009 Pazar

Pansiyon Manzumeleri



Pansiyon Manzumeleri, Charles Bukowski'nin ilk dönem şiirlerinden kendisi tarafından yapılmış bir seçki. Pansiyon Manzumeleri'nde yer alan şiirlerin çoğunluğu, çok az tanınan ya da underground dergilerde yayınlanmış ve daha önce kitaplaştırılmamış.


Yazmaya başladığı ilk yıllarda, beş parasız, sefalet içinde, daktilosu ve bira şişesiyle yetinerek, berbat pansiyon odalarında kalarak durmadan yazmış Bukowski. Bu şiirlerini ilk yazılmış halleriyle, gözden geçirmeden, düzeltmeden dergilere göndermiş. Hayat, ölüm, alkol, at yarışları, yazmak, kadınlar, erkekler, şairler ve arka sokaklar hakkında tanıdık üslubuyla yazmış. Çarpıcı, duygusal, öfkeli ve ironik bu şiirleri yıllar sonra "Pansiyon Manzumeleri" adıyla bir araya getirmiş.

Bukowski, şiirleri hakkında şöyle diyor; "İlk şiirler şu anda bulunduğum noktadan daha lirikler. Bu şiirleri beğeniyorum ancak "Bukowski'nin ilk şiirleri çok daha iyiydi," iddiasında bulunanlara katılmıyorum. Kimileri bu iddiaları eleştiri yazılarında dile getirdiler, kimileri de dedikodu sohbetlerinde.

Şimdi okuyucu kendi kararını ilk elden verebilir.

Bugünkü şiirimde konuya daha doğrudan yönelip özüne iniyorum ve sonra da çıkıyorum. Önceki ve bugünkü tarzlarımın birbirinden daha üstün ya da başarısız olduğuna inanmıyorum. Farklılar, hepsi bu."



Önsözde yazdığı gibi; "Öyle ya da böyle, o acayip ve çılgın dönemin, o uzak saatlerin şiirlerinin bir çoğu işte burada. Sigara dumanıyla buğulanmış odada altmışsekiz bir vaziyette şansımızı denedik. Umarım işinize yarar, yaramazsa da, eh o zaman, (...)."

"Bitkin bir halde fabrikadan veya depodan eve dönüşte, yemek, uyumak ve tekrar sefil işe dönmek dışında pek bir işe yaramazdı sanki gece. Fakat o yırtık perdeli aşınmış kilimli, tuvaleti ve küveti koridorun sonunda bulunan, havasında benden önce gelmiş bütün kaybetmişlerin hissedildiği bir eski odada beni bekliyor olurdu daktilo. Zaman gelir, iş olmaz, yemek olmaz ve kira olmazdı ama daktilo orada olurdu. Zaman gelir, daktilo rehinde olurdu. Bazen sadece parktaki banka kalırdım. Ama işler tıkırındayken ufak bir oda, daktilo ve de şişe bulunurdu. Tuşlarıın bitmeyen tıkırtısı, ve bağırtılar: "Hey! Kus Şunu, Allahını Seviyorsan! Çalışan İnsanlarız Biz ve Sabah Kalkmak Zorundayız!" Döşemeye vurulan süpürgeler ve tavandaki gümbürtü eşliğinde son bir kaç satırı yazardım... Öyle ya da böyle, o acayip ve çılgın dönemin, o uzak saatlerin şiirlerinin birçoğu işte burada. Sigara dumanıyla buğulanmış odada altmışsekiz bir vaziyette şansımızı denedik. Umarım işinize yarar."
- Charles Bukowski
(Arka Kapak)



Günümüzde çok fazla şiir yazıldığını düşünüyor musunuz? Kötü şiir nasıldır? Bugün iyi şiiri sizce kimler yazıyor?

Günümüzde çok fazla kötü şiir yazılıyor. Yalın ve basit bir dize yazmayı beceremiyorlar. Çok zor onlar için; boğulurken sertliğini korumaya çalışmak gibi - yapabilenlerin sayısı fazla değil. Kötü şiir masaya oturup düşünen insanlar tarafından yazılıyor. Şimdi bir ŞİİR yazacağım. Ve sonuç, şiirin olması gerektiğini düşündükleri gibi olur. Kedi mesela, ben bir kediyim, şimdi bu kuşu avlıyacağım, diye düşünmez. Avlar. İyi şiir mi? İyi şiir bugün Gerald Lockin ve Ronald Koertge adında iki kedi tarafından yazılıyor.
...

Her ne kadar şiiri güçlü bir sesle yazsanız da, bu ses kendi psikoseksüel kaygılarınızın çerçevesinden pek taşmıyor. Ulusal ve uluslararası meselelerle ilgili misiniz, kendinize yazılacak ve yazılmayacak gibi bir kısıtlama koyar mısınız?

Gördüklerimin ve başıma gelenlerin fotoğrafını çekip kaydederim. Ben bir guru ya da lider değilim. Çözümleri Tanrı'da ya da siyasette arayan biri de değilim. Kirli işleri görüp bizim için daha iyi bir dünya yaratmak isteyen biri varsa yapsın. Kabulümdür. Kitaplarımın hayli ilgi gördüğü Avrupa'da bazı akımlar, sokaktaki sıradan insanı yazdığım için bana değişik yaftalar yapıştırdılar; devrimcilerden, anarşistlerden filan söz ediyorum. Ama orda yaptığım söyleşilerde onlarla bilinçli bir işbirliğini inkar etmek zorunda kaldığım oldu, çünkü yok. Dünyadaki bütün bireylere şefkat duyarım; aynı zamanda ben de tiksinti uyandırırlar.

Bugün şiir yazmaya başlayan bir gencin öğrenmesi gereken en önemli şey nedir sizce?

Bir şey yazdığı zaman sıkılıyorsa başkalarını daha sıkacağını idrak etmeli. Eğlendirici ve kolay okunan şiir kötü şiir değildir. Daha derin bir şeyi yalın söyleyebilme yeteneği olabilir. Yazarlık kurslarından uzak dursunlar ve oturdukları sokağın köşesinde olan bitenden haberdar olsunlar. Zengin baba, erken evlilik, erken başarı ve bir şeyi çok iyi yapabilme yeteneği şair için talihsizliktir.


( Newyork Quarterly dergisi çalışanları ile 1985 yılında yapılmış olan söyleşi, E Dergisi, Ağustos 2000)
Related Posts with Thumbnails