12 Şubat 2016 Cuma

Death Laid an Egg (1968)



  İtalyan sinemasında korku türü diğer ülkelere göre özel bir durum içermektedir. Çocuksu hayalleri, kan ve gizemle süsleyen senaristler aynı zamanda dönemin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel problemlerine değinmektedir. 1960’lardaki karanlık gotik akımından hemen sonra ‘‘SARI‘‘olarak nitelendirilen Giallo, fruedyen alt metinleri ve Avrupa Burjuvazi eleştirisiyle tür sineması içinde spagetti westernler kadar özgün işlerdir.1968 yapımı Death Laid an Egg ise ‘‘Sarı’’lar arasında işlediği konu itibariyle en sıra dışı yapımlardan biri olarak dikkat çekmektedir.



 İtalyan sinemasının yükselişte olduğu dönemde; Giallo furyasının etkisiyle harmanlanmış, Giulio Questi’nin senaryosunu yazdığı ve yönetmen koltuğuna oturduğu, belki de kayda değer tek filmi olan Death Laid an Egg; kalıplaşmış Giallo öğeleri içermekle birlikte, bilim-kurgu, saykodelik etki dönemin burjuva yaşantısı ve post endüstriyel dönüşüm temaları üzerine de yoğunlaşmaktadır.


Başrolleri paylaşan Ewa Aulin ve Jean-Louis Trintignant’in genellikle ikili halde sıra dışı, kalıp bozan filmlerde oynamayı tercih etmeleri, bu filmin konu çemberinin paydalarını destekler nitelikte.





Endüstriyelleşen Gıda Sektörüne SARI bir Bakış Açısı



Bir endüstriyel tavuk üretimi çiftliğinde gecen filmde, İtalya’daki geleneksel gıda üretim sistemlerini bile hızlıca etkilemiş, gıda biyo-teknolojisinin gelecek nesilleri doyuracak tek yol olduğuna inandırmış fabrikasyon gıda firmalarının mevcut sisteme etkileriyle birlikte ileride yaratacakları komplikasyonlara da değinilmiş. Ele aldığı konu itibariyle sinemada endüstriyel dönüşümün işlenişinin gıda ayağında öncü olduğu söylenebilir.


Fabrikanın ortasındaki büyük laboratuvar, gıdanın form değiştirerek tarımsal ya da hayvansal kaynaklı değil de kimyasal kaynaklı olmaya başladığının en büyük göstergesi. Filmde, üretilmeye çalışılan kemikleri küçük, eti bol, kafasız tavukların onları kurtaracak ‘ekonomik güvenlik’ olduğu algısı hakim.

Ayni dönem içinde gıda endüstrisine bu kimyasalları sağlayan firmanın, eş zamanlı olarak Vietnam Savaşında kullanılan, 3 milyondan fazla insani zehirleyen, yarım milyon insani öldüren ve ileride doğacak olan yarım milyon bebeğin sakat doğmasına neden olacak kimyasal silahları sağlayan firma oluşu, akıllara üzerinde deney yapılan ve hatta bu yolda öldürülen tavukların, Vietnam halkının bir tasviri olduğunu getirtiyor.


Tamamen makineleşen ve insan gücüne gereksinimin kalmadığı fabrikasyon üretim, öfkeli bir işçi topluluğunun koruma tellerinin ardından çiftliği izlediği sahnelerle anlatılmış. İşçi topluluğunun gösterildiği bu sahnelere daima fabrikanın tarafından bakıyoruz, bu da bizi filmde asil merkezîleştirilen sükseli burjuva yaşantısından uzaklaştırmamış oluyor.



Yumurtadan Çıkan Yeni Dalga etkisinde Bunuelvari bir Burjuvazi Eleştirisi


Sergio Martino filmlerinde görmeye alışkın olduğumuz, sert burjuva eleştirisi Death Laid an Egg’te de Bunuelvari bir biçimde sahnelenmektedir. Özellikle çürümüş eğlence anlayışları, gündelik hayat zevkleri ve çarpık ikili ilişkileri mizahtan uzak bir biçimde seyirciye sunulmaktadır. Günümüz Avrupa’sının kurucu sınıfı olarak nitelendirilen burjuvalar; dönem konjonktürü ele alındığında, ekonomik sefalet içinde olan dünyada, meta düşkünlüğünün acizliğiyle alaşağı edilmektedir.


Geleneksel üretimine, toprağının verdiklerine ve alışkın olduğu damak tadına sıkı sıkıyla bağlı olan İtalyanları, gıdadaki bu endüstriyel dönüşüm hiç şüphesiz ki diğer Avrupalıları sarsmadığı kadar sarsmıştır, bu da gıda devrimlerinin öncülerinin neden İtalya’da başladığını destekler niteliktedir.


Tüm bunların bütünlüğünde Death Laid an Egg, tuhaf kurgusu ve anlattıklarıyla ilerleyen yıllarda gerçekleşecek olan Slow Food devriminin sinyallerini vermektedir. Günümüzde bile Amerikan tarzı gıdanın sağlığa zararlarıyla ilgili yeni yeni çalışmalar ve kampanyalar yapılmasına rağmen, 1968 yılında Death Laid an Egg dönem gıda algısının çok üstünde ilerici yaklaşımıyla sektör içi kirli gerçekliği İtalyan usulüyle yüzümüze vurmaktadır.

 32/ Haribo Extreme Culture'a aittir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails